MOZAİK- ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
  12.8-FELSEFÎ ŞİİRLER-SH:8
 

141- İlham Vermek

Nicesi ilham arar kendisi ilhamlaşır
Ona ilhamı veren ya canlı, ya cansızdır,
Veren el vere vere vermeye tam alışır
Vermemek onun için kâmilen imkânsdızdır...

Vermeyi bilmeyenler almayı hiç bilemez...
Vermekle almak için elde boş yer açılır,
Öyle bir mutluluk ki artar da eksilemez
Veren verdiği kadar en az...belki çok alır...


Alper Kürük
 

142- İniş - Çıkış

Ben sana söyledim ya bu da gelir ve geçer
Göçebe olan kişi gün olur yine göçer.
Kimi birikintiden,kimi kaynaktan içer
Dünyanın hâli böyle,bu,Yaratan kuralı.

Aleme gücün yetmez,sen kendini değiştir
O kadar büyüklensen bile dünya geniştir,
Her çıkışın mutlaka sonu yine iniştir
Boşa düzlük arama,ya in ya çık yukarı...


Alper Kürük
 

143- İnsaf Be...

Madem ki geldik cihane
Olmayalım biz divane
Başını sokacak hâne
Buldun mu yaşamaya bak...

Bin ölü olsa umutlar
Dal dal olur bir tomurcuk,
Kötümserlik ırak olsun
Yaşanacak bir hayat var.

İnsan insan yaşayalım
Madem ki geldik cihane
Cihan niçinmiş virane?
Bunca hayat istemeyen
Boşuna bulur bahane,
Kör olmasın gözlerimiz
Boy boy,çift çift güzeli çok
Olur mu bunca nankörlük
İnsanız,bizde insaf yok.


Alper Kürük
 

 

144- İnsan

Uzat,uzat elini
Kaldır onu yerden
Düşmüş işte bir kere.
Kutsallığına inan onun
Kitap kadar,ekmek kadar kutsal o da...
Yerde bir parça ekmek görsen
Alır,öper,başına koyarsın
Sen osun, o sen
İnsansınız doğrusu ikiniz de...
Uzat elini kaldır onu
Düştüğü çirkeften.
Merhametin öpsün
Onu kaldırsın da merhametin
İsterse başına koymasın...
Kıymetini bilen taçsız padişahların
O,başının tacıdır zaten...


Alper Kürük
 

 

145- İnsanca Yaşamak

Karanlığın karnını deşe deşe
Parladı geldi bir ışık
Düştü dünyanın üstüne.
Günlük-güneşlik oldu her yan
Gün doğdu âşıklara
Gün doğdu dertlilere.
Sevinç sevinç paralandı hayat
Her parçası bir kalbe girdi
Ve her kafada birden
Yeniden,yepyeniden
Yaşamak belirdi.
Türküler dolandı dillere
Gönüller garkoldu türlü sevgilere.
Günler doğdu yeniden
Yeniden kuruldu hayat
Geçmişin üzerine.
Sert başı,dik başı,çıplak başı gelecekte...
Unutmak da getirdi gün
Tatlı anılara dokunmaksızın,
Dün ölgün olsa da anılar
Tatlı anılara doğmaz umut
Hayatı insanca yaşamaksızın.


Alper Kürük
 

147- İstediğim Evren

Bazan öylesine duymak isterim evreni
Seslerden bir buket olmuş,
Aşk fısıltılarıyla coşkun
Doğan güncesine yeni.

Öylesine görmek isterim bazan
Evreni bir kuş kanadında
Taşınabilsin heran
Sevapkâr insanlarcasına hafif...

Benim bildiğim evren böyle değil!
Bir dünyasında kızılca kıyamet,
Bir insanının başı tonlarca ağır düşünceden.
Oysa benim evrenim iyiliklerle hafif
Benim evrenim güzelliklerle kurulu.
Sen benim istediğim gibi bir evren de yaratabilirsin Tanrı'm
Tüm insanlarına iyilik ver önceden
Ki böylesine bir evren isterdim ben...


Alper Kürük
 

148- İyilikler-Kötülükler

Dünyaya sığamaz oldular artık
Kötülükler kötülükleri çağırdı
İyilikler iyilkleri etti dâvet
Taraflarda son büyük savaş başladı nihayet...
İlk insanlardan beri de çekişmeleri vardı
Pek olmazdı kötülüklerden şikâyet
İlk zamanlar kötülükler hep yenik
İyiliklerdeydi galibiyet.
Devir döndü ak karardı
Yüz oldu tersler
Kötülükler çığ gibi büyüyüp çoğaldı
Dünyayı sardı,
İyilikler tükendi birer birer...
Gelişmişlikle ilkellik bitecekti güya,
Hani güzelleşecekti dünya?
İyilikler şimdi hâyâl,şimdi rüya,
Şimdi kötülüklerde zafer...


Alper Kürük
 

149- Kader Bu...

Izdırap çekmek için yaratılmışsa insan
Bir tatlı ânı bile ürkek kalp ile yaşar,
Ona aittir ızdırap,onundur bütün hicran
Bir ancık yüzü gülse ardından kalbi ağlar...


Alper Kürük
 

 

 
 

150- Kaderim

Ağlamak gülmenin habercisidir
Bilmem ki bu sesler neyin nesidir?
Sevişmek hayatın bilmecesidir
Çözebilenlere aşk olsun derim.

Ben de bir zamanlar böyle değildim
Gençlikte kılıktan kılığa girdim,
Şimdi artık yorgun düştüm,tükendim
Bu yüzdendir şikâyetim,kederim.

Niceleri köle oldu yoluma
Hep sen çıktın fincandaki falıma,
Bir dost olup giremedin koluma
Bu hâlime düşürendir kaderim...


Alper Kürük
 

151- Kalem

Kalemin dost olabileceğini
Bilmezdim bu kadar,
Her dediğimi dinledi bir bir
Usanmadı
Ama biraz boşboğazlığı var
Sır tutmuyor hiç,
Söylediklerimin hepsini kâğıda
Anlatmaktan utanmadı...


Alper Kürük
 




152- Kalp Atışları

Gel,kalbimin üstüne şöyle başını bir koy
Atışlarını değil,isyan edişini duy.

Tik taklarıyla her gün gönül kapını çalar
Tek atışına bile başkası kapı açar.

Gönlünün kulakları bana karşı kapanmış
Cümle âlemi duyar,bana ise yabanmış.

Kalbim çırpınışlarla bir gün gelip duracak
Farkına vardığında vakit geçmiş olacak...


Alper Kürük
 






153- Kalpler

Bir doktorunki kadar
Acıyla delik deşik olmuş,
Bir kadınınki kadar ürkek,
Ananınki kadar yufka,
Çocuğunki kadar sâf,
İnsafsızınki kadar pek,
Katı,yumuşak,yaralı kalpler
Çarpar çeşit çeşit...

Aşk olmasa kalpleri
Birbirine ne ekler?

Yıkılır mı insafsızın sur gibi kalbi
İncecik merhamet oklarıyla?
Esir eder tabiat şair kalbini
Sonbahar yapraklarıyla...
Yavrum diye çarpar
Ananın yufka kalbi,
Dolaşır damarlarında kan kan
Al kandan da sâf yavrusu.
Aşıkların kalbini burkan
Kavuşamamak korkusu.
Vicdanı deler insaf.
Yumuşatır yufka kalbi
Acındırıcı bir lâf.
Namus diye çarpan kalpler
Değişmez cana namusu.

Bütün bunların yanında
Geleceğe ilk açılışında
Uykulu gözlerle bakan,
Herşeyden temiz ve kaygısız
Yeni doğan yumurcağın kalbi var
Hayat...Hayat...Hayat...diye atar...


Alper Kürük
 

154- Kanunlar Diyarı

Kavramış insanları her taraftan
Sımsıkı sarmış onları bağlarıyla.
Bahseder kimi Devletten,kimi tabiattan...
İnsan zarurî uyacak her birine.
Bir tarafta' Yer Çekimi Kanunu '
Canın isterse uyma
Bir daha rastlanmaz eserine...
Öte yanda 'Cinsî Cazibe Kanunu '...
Bırakıyor insan kendini onun
İster istemez seyrine
Kaybediyor yolunu.
Eğer olmasaydı içinde korku
Saymazdı hiçbirini insan oğlu
Tek uyardı ikincisine...


Alper Kürük
 

155- Karabasan

Öyle kördüğüm oldu asla çözülmez düğüm
Alttan yükseliyor yer, üstten çöküyor göğüm...

İkisi arasında sanki cenderedeyim
Dünya mı değiştirdim? şimdi ben neredeyim?

Göz varmış güzelliği görmeye yasaklanmış,
Kulak en güzel sesi duymamaya tıkanmış.

Beyin bir durmuş saat...ne ileri, ne geri...
Sevenler terketmişler çoktan sevgilileri...

Rüya desem uyanıp kurtulacağım bundan,
Bilebilsem çok anlam çıkacak bu yorumdan...

Değirmen taşlarının taneyim arasında
Ezilir un olurum insana yarasın da...

Yine kayboluşum yok aç karın doyururum
Ezilen ben olurum, törpülenmez gururum...


Alper Kürük
 

156- Karanlık

Herkes kendine göre
Bir sır dostu seçer
Onunla içli-dışlı
Ölesiye eder arkadaşlık.
Bana ise sırdaş oldu
Kendiliğinden karanlık.

Dertleşirim her geceyle başbaşa
Yalnız, seçerim mehtapsız geceleri
Hatta korkarız konuşurken
Uzaktaki yıldızların
Bize kulak kesilmesinden.

Aydınlık günlerden
Koparıp getirdiği dertleri
Anlatır bana durmadan
Dinlerim onu candan.
Ben de seriveririm dertlerimi önüne
Saklar benimkileri
Herkesten ayrı,herkesten uzak
Kalbinin en loş
En görünmez hücresine.

Çıkıyorum hergün
Yepyeni dertlerle önüne...
Bıkıp dertlerimden birgün
Korkuyorum kaçmasından.
Beni terkediverirse elbet
Aydınlık nasıl olsa
Görünecek arkasından...
Koskoca bir kilitle
Kitlenirken dertler hücresi
Belki de bambaşka bir insan
Oluveririm o zaman...


Alper Kürük
 



157- Karanlıklarla Uyanış

Karanlıkta yüzer gözlerim
Apaydın yıldızlara doğru
Uzandıkça uzanır.

Yarım aşkları döker damla damla
Ağlamaklı mahzun gözler
Kızardıkça kızarır.

Ben koyu karanlık gecelerde
Kör düşüncelerle uyurum,
Uzakta,çok uzakta birkaç yıldız
Belki beni uyanık sanır.
Haklıdır yıldızlar bence
Gündüzleri dertle uyuyan gönlüm
Gece karanlıklarla uyanır...


Alper Kürük
 

 



158- Kardeşlik

Babamız ADEM 'den
Anamız HAVVA 'dan beri
Sen yine ilk HABİL
Ben yine ilk KABİL...
Kıskançlık araya girdi bir kez
Kan girdi aramıza...
Hani biz kardeştik?
Unut eski acılı hikâyeleri...
Ben seni hâlâ kardeş bilirim
Sen de beni kardeş bil
Unut geçenleri
Geçmişi sil...
Buna mukabil
Gel dünyayı yeniden kuralım
Çünkü insanız biz
Bir ve birlik olalım
Yeni dünyamıza kansız, kedersiz
Ortak damgamızı vuralım...


Alper Kürük
 







159- Karın Büyüsü

Sevgimi indiriyorum sana
Harf harf,bir bir
Lapa lapa yağan kar tanelerinde
Aç avuçlarında oku,biriktir
Kartopu olsun ellerinde...
Tekrar bana at kendi kartopumu
Tam isabet vuracaksın kâlbimden
Boşuna dondurma olur mu?
Sevgiyi tutamasa bile yârin elleri
Unutma,kar taneleri
Avuçlarına değince erir
İzi bir hâtıra olur,ıslaklık verir...


Alper Kürük
 

160- Karla Randevu

Ha kar,ha sen
İkiniz de aynısınız.
Herkes hemen hemen
Kardan randevu almıştır
Kış mevsiminde.
Senin randevuların da tıpkı
Onunkiler gibi.
Az mı bekleyen oldu onu
Randevusuna sâdık sanarak
Odunla,kömürle karşılayarak.
Aynı benim seni elimde
Bir demet çiçekle beklemem gibi...
Odunlar,kömürler yandı kül oldu
Elimde çiçek buruştu,soldu,
Karın keyfi çattı,geldi oturdu
Yüzlere oturan şaşkınlık ile
Ama geç de olsa sözünde durdu.
Senden bir habercik çıkmadı bile...


Alper Kürük
 
 
 

 
 
 





 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol