MOZAİK- ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
  9.1- ÇEŞİTLİ ŞİİRLER-SH:1
 




1- Açıl Açılabildiğine

Hatırla birkaç mevsim öncesini
Bir öpücük vermekten kaçınmıştın
Şu dikenimsi sakallarım biraz büyümüş diye.
Toz kondurmazdın kendine hiç
Meğer yalanmış söylediklerin
Niye övündün bunca an niye?
'Yaza bayılırım...'derdin
Ki seveceğin mevsimi bilmemişsin sen
Kışı sevmeliydin çünkü
Vücudunu örten elbiselerin
Yalanlarını onaylıyordu.
Sözlerine kanıp
Diyecek birşey bulamıyordum ben.

Sevgili yazın geldi
Çiçekçesine açıldın sen de
Açıklığından utandı çiçekler
Mecbur oldu kapanmaya
Çünkü onlar edepsizce açılmazlar.
Senin gibi kırıştırsaydı köşede,bucakta
Gül,olurdu bülbüle çoktan yâr.

Hatırla bir öpücük vermemiştin
Güya sakallarım biraz büyümüş diye.
Komadın hâlâ elden nazı
Sen sev yine her yazı
Açıl açılabildiğine...


Alper Kürük
 







2- Açılmış

Bahar,çiçekleri açmış
Çiçekler de gönülleri.
Yazla gökyüzü açılmış
Bulutlar kaçışmış
Kışlı ruhların semasına.
Hayatın zevkinden bir an
Bir nefes tatlı,ılık rüzgârlarından
Sisli hülyaları silmiş.
Taze bir hava doldurmuş ciğerleri
Kokularla,sıcakla
İnsanı bir hoş eden
Sarhoş eden bir hava...
Plajlarda renk renk
Cins cins kızlarla,kadınlarla
İyi,kötü ihtiraslar taşmış...
Kıyıdan,insandan bıkan
Sadelik,sessizlik arayan insan
Mevsim bu mevsim diyerek
Çekmiş altına bir yelken
Ufka açılmış.

Herşey açılmış dururken
Bir kenarda yalnızca ben
Ezerken dertlerimle ruhumu,
Bir kerecik gönlüm benden
Açılıvermiş...çok mu?


Alper Kürük
 





3- Açlık Sınırı...

Atlı arabaların, faytonların peşinde
Yollarda at tersleri kalıyor geçişinde...

Üşüşür ters başına aç karınlı serçeler
Açlığa nîmet olur terste kalmış taneler...

Tek ümit ters gözlemek ise aç karınlara
Aç karınlar ne kadar güvenir yarınlara...


Alper Kürük
 




4- Adak

Adaklar adanır Evliya Dedelere
Umutlar kadar çok adaklar,
Kumaş parçaları,ipler bağlanır
Türbe penceresindeki demirlere.

Mumlar dikilir şamdanlara
Gerçekleştikçe ümitler,
Yapılır âyinler,okunur mevlidler
Sevindirilir ruhlar,
Adanır yine taze adaklar...


Alper Kürük
 




5- Ağacın Derdi

Ben kuru bir daldım
İnce uzun öylesine,
O,üstümde yemyeşil
Yemyeşil bir yapraktı.
Onunla beraberken
Gören göz hayran seyrederdi bizi
Kuşlar bile sık sık
Ziyaret ederdi ikimizi.
Rahatımız yoktu hiç
Göz bizde,gönül bizde,kuş bizde
Yalnız yaşamak
Sessiz yaşamak istiyorduk
İkimiz de.
Mevsimler dahi kıskandı
Bu bağlılığımızı
İyi-kötü geçirdik neyse
Bahar balayımızı.
Yaz ateş püskürüyordu
Bizim sevişmemize,
Zaten sevgili yaprağımı
Kavuran da o oldu.
Şimdi o güz yellerini düşünüyorum
Nefretle,içim içime sığmayarak,
Fitne dolu gözler artık
Bende değil.
Anladım,hepsi ondaymış
Ki nazar değdirdiler ona.
Ben yine kuru dalım
Fırtınalı günlerde
Yellerle ağlarım.
Sesimi duyarsınız insanlar
Ama beni anlamazsınız.
Gitti benim yaprağım
Gitti yeşil yaprağım...


Alper Kürük
 

6- Ağaç

Güz mevsimi
Ümitlerin yaprak yaprak
Sararıp döküldüğü mevsim.
İnce hastalıklıların
Ortadan kesip el-ayak
Yaprak yaprak döküldüğü mevsim.

El kaldırmış,avuç açmış
Ağaç Allah'a karşı
Bütün çektiği âminler
Doldurup Arşı
Yağıyor baharda kucağına...
Son buluyor artık
Bir kışlık çile.
Dallarda tomurcuklanan ümitler
Dönüyor teker teker
Kâh çiçeğe,kâh yeşile...


Alper Kürük
 




7- Ağaçlar Ve İnsanlar

Kıskanıyorum sizi ağaçlar
Rahatlığınızdan ötürü,
Aldırdığınız yok hiçbir şeye.
Başınızda kavak yelleri eser bazan
İki inler durursunuz,
Ya bir dalınız kırılır
Ya da birkaç yaprağınız dökülür
Ümidinizi kesmezsiniz yeşermekten.
Kesseler birkaç yerinizden
Aşılandım der geçiştirirsiniz,
Kısacası memnunsunuz hâlinizden.

Biz insanlar öyle değiliz
Kılı kırk yararız biz insanlar.
Başımızda kavak yelleri esse
Fırtına kesiliriz.
Hem bizim aşılar sizinkilere benzemez
Biz; verem,tifo,çiçek,kuduz...aşısı oluruz
Ama tesir etmez aşı bize
Yine ölür,yine delirir,yine kudururuz
Aç kalacak olsak
Birbirimizi yeriz
Kendi kendimizi yeriz düşünceden.
Toprağımızla beslendiğinden
Bir huyun da bize çekmiş olsa gerek
Belki bu huy: yeşermektir,yeşermek...


Alper Kürük
 




8- Ağaçtım Bir Zamanlar...

Yapraklar ve çiçekler verdim dal dal
Dallarımda meyvalar verdim bal bal...
Sevgililer suda gezinsin diye
Sert göğsümden onlara verdim sandal.

Gölge verdim altımda oturacak,
Dalımda kuruldu ipten salıncak,
Çizilen kâlple aşk bilinsin diye
Gövdem,bağrım oyuldu bıçak bıçak...

Kuşlar dallarımda flört ettiler
Yuva kurup yavrular büyüttüler,
Gözle görüp içine sinsin diye
Yuvadan uçurmadan eğittiler...

İhtiyarlık şimdi beni de buldu
Yaprağım,çiçeğim,kuşlar kayboldu...
Kuru boş yer işgâl etmesin diye
Gövdem parça parça yakacak oldu...


Alper Kürük





9- Ağaçtır Deyip Geçme...

Şu dünyada dikili bir ağacın olsun gel
Ağaçla bütünleşen toprak şanslı ve güzel.

Estikçe,salladıkça yaprağı çoşar rüzgâr
Sanki seslerden sarhoş olmuş büyük bestekâr...

O yapraklardan çıkar o en güzel besteler
Makamlar binbir çeşit,ne usûller var neler?

Kuşlar o şarkılarla hep aşkı fısıldaşır
Kelebekler çiçekten çiçeğe sevgi taşır.

Yaptı da o ağaçtan NUH NEBİ gemisini
Kurtararak yarattı 'Tufan Efsanesi'ni.

Emirnâmesinde der KANUNİ:'Keserim baş
Kim ki bir ağaç kese,ola o ağaç da yaş...'

Ormanı NERON gibi yakıp bakmak ne demek?
Ömründe kalsa son gün olsun iş ağaç dikmek.

Öneriyor bak bunu Yüce PEYGAMBER'imiz
Ağaç dikmekle olur CENNET 'te de yerimiz.

Küçümseme ağacı olsa da dünya malın
Ağaç ile yapılır t a b u t u n ve de s a l ı n...


Alper Kürük
 

10- Ağıt

Sen nesin?
Belki güzel bir bestesin
Duyan kulak değil
Gönlümdü seni.
Sen beni
Öylesine bıraktın ki yalnız
Bir tatlı ses duyarım içimden
Nedir bu?
Kendi kendime sorarım
Anlayamam.
Sen beste olsaydın
Gönlümün telleri susar mıydı hiç?
Tirtir titrerdi aşkının
Hafif,ürpertici rüzgârından.
Sen bir ağıtsın
Şu ölen gönlüme yakılmış.
Ama ne bana acıyan
Ne seni çığıran var.
Yanık yanık inle sen ben yandım
Bana yan,kendine yan...


Alper Kürük
 




11- Ağlamak

Havada kara yağmur bulutları
Kafamda kara düşünceler,
Yel gelir dağıtır bulutları
Mavi yüzü güler göğün,
Ne olur esse başımda
Düşüncelerimi dağıtacak teselli rüzgârı.
İçim açılsa benim
Gözüm gün görse gün...
Soğukluk girmesin araya
Bulut ağlar,gök ağlar
Yağmur yağmur.
Hasret,dert,aşk
Ah! bir de şu düşünceler...
Her neyse...
Dokunsalar ben de ağlarım
Nerdeyse...


Alper Kürük
 

12- Ağlayamıyorum...

Ağlamak istiyorum
Ağlamak istiyorum tatlı tatlı
İçimi çeke çeke ağlamak istiyorum.
Ah bu gözlerim
Nereden gördü seni?
Ağlamak istiyorum
Yaşların gözlerimdeki o güzel
O sevimli hayâlini
Sileceğinden korkuyorum.
Erkek ağlar mı hiç?
Diyeceklerinden korkuyorum...
O kadar ağlamak istiyorum
O kadar istiyorum
Ağlayamıyorum...


Alper Kürük
 

13- Ağlayan Asma

Vaktiyle bir asma vardı
Küçücük kulübenin önünde.
Yeşildi,körpeydi önce...
Koruğunu mahalle çocukları çalardı.
Salkım salkım üzümlerini yiyen
Evdeki lâf anlamazlardı.

Her sene gittikçe azaldı
Yiyecekleri üzüm,
Birgün geldi vermez oldu
Artık bir yaprakcık bile...
Ana bir taraftan üzgün
Eksik oldu sofradan
Nefis yaprak sarması,
Vermediğinden şimdiye dek
Taze yaprağa para
Baba üzgün öte yandan.

Kestiler orasından,burasından...
Geçerken bir sabah baktım
Kesik yerlerinde su damlacıkları vardı
Sandım asma ağladı...


Alper Kürük
 





14- Ah Kavuşmak...

Ayrılık bir kara kuş
Uçar başımda başımda,
Ne yer,ne vazgeçebilir
Gözü aşımda aşımda.

Birleşmek tek umudum
Doğar içimde içimde,
Küçüklüğünü bilirim
O,ne biçimde biçimde?

Bir Allah,bir Peygamber
Bir o dilimde dilimde,
Kavuşmak için birşey
Yok ki elimde elimde...


Alper Kürük
 

15- Ah O Eski Resimler....

Sararmış fotoğraflarda gizlendi anılar
Eski resimlere bakan anlar...
Zamanla yarışırlar
Dünle bu gün birbirine bakışırlar
Yıllar yılı dargınlar
Baktıkça barışırlar...
İşte zaman ilacı
Onlarla tatlılaşır acı
Buna derler
Buna derler...
Ah o eski cansız resimler...


Alper Kürük
 
 
 

16- Akşamda Baykuşlarla

Bir idi bin oldu şimdi gam
Gün görmez oldu gözüm,
Neden tez yandı ışıklar?
Ne çabuk oldu akşam?
Baykuşları mı dinleyeceğim hep
Viranelerde virane gönülle?
Gözüm karanlıktan başka şey
Görmeyecek mi gayri?
Düşüncelerim hep böyle kara mı olacak?
Böyle mi geçecek ne olacağı bilinmez hayat
Sen ayrı,ben ayrı?
Sönsün,istemem uzak ışıklar
Gerçekleşmeyen son arzular misâli,
Kopun,bırakın beni hayata bağlayan bağlar
Gömülüp gideyim karanlığa
Bakmayın gidince arkamdan benim
Baksanız da göremezsiniz ya...
Ama baykuş seslerini siz de duyarsınız
Sizin de arzularınızı besler uzak ışıklar,
Duyunuz,duyunuz ey âşıklar
Korkmayınız baykuş seslerinden,
Seviniz karanlığı
Ki karanlık her şeyi paklar.
Gelsin akşam,gelsin yine akşam
Ben karanlığa alıştım alışalı
Zevk olur oldu bana şimdi tasam.


Alper Kürük
 

17- Anılar Atılmaz Satılmaz Ki...

Eskileri karıştırma diyorsun
Eski giysi değil ki çıkarıp atasın,
Evet bunlar da oldukça eski ama
Bunlar eski hâtıralarım
Bir zamanlar bunları yaşadık anlayasın...
Anılar kabuğum,derim
Onlardan soyunmak imkânsız,
Çıplaklığımı nasıl giysilerle örtersem
Ruhumu da anılarımla örterim.
Yılan kav değiştirir her yıl
Ben kav üstüne kav eklerim,
Anılar kapımı çalacak diye
Her gün ümitle beklerim...


Alper Kürük
 



18- Anılar Sofrası

Eski hâtıralarım
Ne olur gelin birlikte
Bir anı sofrası kurup
Etrafında çepeçevre
Oturalım,konuşalım.

Siz,evet çocukluk anılarım
Siz gelin önce yanıma
İlk lokmayı siz alın bu sofrada
Çünkü en eskiler
En yaşlılar sizlersiniz.
Sizlerleyim şimdilik
Artık başlayalım:
İşte değnek atlar,
İşte kendileriyle birlikte
Büyük Adam olduğumuz arkadaşlar...
Ve okumaya başladığım okul
Dört duvarı arasında beş senem,
İçlerinde aşk olmayan
Küçük kızlar...
Siz susun artık
Kafamda belirli,belirsiz
Çocukluk hâtıralarım susun.

Gençlik anılarım,
Tatlı anılarım siz konuşun:
Büyüdüğüm,büyüdüğümüz yıllar...
Boyum öylesine uzamıştı ki
Anamın,babamın ki kadar.
Kız arkadaşlarım
Boyları boyuma denk,
İlk terleyen bıyıklarım
Ve onların körpe memeleri...
Sarmaş-dolaş oynardık eskiden
İçimiz boştu,
Şimdi kaçıyorlar benden
Birşey mi var bende acaba?
Çocukken olduğu gibi
Oyunlarını da bozmuyorum ki?
Neden kaçıyorlar neden?
İlk randevum...
Saat delisi sanmışlardı beni
Gözlerimi ayıramadığım saatler,
Saat bir yerde saya dursun
O gün ben de içimden
Saniyeleri sayıyordum.
Bâliğ olduğum seneler...
Küçüklüğümde korktuğum şeytanı
Ara vermeksizin rüyalarımda
Gördüğüm geceler...
Şeytan,korktuğum kadar
Hiç de korkulacak değilmiş
Değil mi ki alt tarafı kadın...
Uyuyamadığım zaman gözümde
Kadını çıplaklaştırdığım anlar...
Yarın için aldığım randevu
Ve onun düşüncesiyle kavrulan kafam
Kuru tahtada yatarcasına
Bir o yana,bir bu yana kıvranışlarım
Oysaki yattığım pamuk yatak.
Mehtaplı gecelerin birinde
Tadına hiç doyamadığım
İlk öptüğüm dudak...
Yıllarca değişen sevgililer...
Nişan gecem,nikâhım
Düğünüm ve telli duvaklı
Kollarımın arasındaki karım...
Balayına çıktığımız günler...
Ona elini sıcak sudan soğuk suya
Sokturmayan sevgim...
Hayatın tadına doyulmaz
İlk meyvası ilk çocuğum,
Oğlan mı? kız mı? diye
Heyecana düştüğüm dakikalar
Ve eşe-dosta verdiğim ilk müjde
Oldu güzeller güzeli bir kızım...
Siz de aldınız sayılır az çok
Nasibinizi bu sofradan
Gençlik anılarım.

En taze,en yakın anılarımı
Saklı tutmak istiyorum herkesten
Dumanı üstünde onların daha
Onları anmam küllenmeden...
Artık ağardı saçlarım
Ey sofra arkadaşlarım
Sizler ve ben
Zamanla birlikte aktık.
Zaman,biliyorum birgün
Bizi bir yerde ekecek...
.
Saçlardaki aklık
Çeşit çeşit adlandırılır bir bilseniz
Kâh diyorlar ihtiyarlık
Kimi diyor bunaklık.
Gelin birlikte bir ad seçelim
Saçlarımdaki aklıklara,
Sizleri hâtırlayabildiğime göre
Bunak olmasam gerek
Benimkine ihtiyarlık diyelim...


Alper Kürük
 

19- Anılara Sığınış

Kütür kütür eriğini yediğim ağaçların
Kütür kütür dallarını kırdı yel,
Benim olan yaşadığım anılar
Siz de mi el, siz de mi el?
Sığındım yaşanmış anıların sıcaklığına
Yarının bilmediğim yellerine karşı
Şimdi içimde bir durgunluk
Bir sessizlik var içimde.
Belki yarın başımda
Yine bir kavak yeli eser
Yine duyarım eriklerin
Dişlerimi kamaştırdığını
Ve yeni aşkların başıma
Görürüm türlü dertler açtığını..


Alper Kürük
 


                                                                                                                                                                                                                                                           

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


 
 
 
 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol