MOZAİK- ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
  9/7-ÇEŞİTLİ ŞİİRLER-SH:7
 

121- Kahpe

Bir sensin kahpe
Bir de Felek...
Kahpe derlerdi de Feleğe
İnanmazdım.
Şâhit olmasaydım kahpeliğine
Elime kalemi almazdım
Başıma geleni yazmazdım.
Sana gelince
Biliyorum senin de ne mal olduğunu
Bir gece şunun,bir gece bunun olduğunu.
Şimdi de fikrince
Aklımı sulandıracaksın.
Çekil git karşımdan
Açma göğüslerini
Gösterme baldırlarını.
Onlarda
El-âlemin eli var.
İstemiyorum senden olmanı
Bana bir gece yataklık yâr.
Gülüşlerin bile geçici
Adı üstünde:kahpe gülüşü...
Öyle bir yola çıkmışsın ki
Ne yazık yok dönüşü.
Artık boş yere durma karşımda
Kadınlığına asla imrenmeyeceğim
İntikam alacağım Felekten
Eğer tükenmezse sabrım.
Ne yapayım
Sütten ağzım yandı
Ayranı üfleyerek içeceğim...



Alper Kürük
 




122- Kahve Falı

Fallar bakılmak için kapanmış hep fincanlar
Falda çıkan sevgiden fal bilmeyen ne anlar?
Kâh kabarmış yürekler,kâh ferah bulmuş canlar
Canların hâllerinden hâl bilmeyen ne anlar?

Fallar gerçek olsaydı çoktan benim olurdun
Ümitlerim fincana girip de sığınmazdı,
Ben fincanları değil sen hep beni okurdun
Dünyada senin gibi bir falcı bulunmazdı...


Alper Kürük
 




123- Kapalı Kutu

Ah şu karanlık gece
Yorgan altına sokar herşeyi
Kapalı kutu mübarek...
İçine almış kilitlemiş;
Köpeklerin dalaşmasını,
Gariplerin sessizce
Yıldızlara karşı ağlaşmasını.
Daha neler neler...
Rujlu dudakların rujunun
Öpüşürken gizlice
Bulaşmasını.
Ne diyeyim daha
Bu kadarı yeter
'Açtırma kututyu,söyletme kötüyü...'


Alper Kürük
 

124- Kapılar

Kapılar da azap çeker
Tıpkı insanlar gibi.
Açılıp kapanırken
Çıkardığı o sesler
Azabının sesleri.

Kimi kapanmış iyice
Dünyasından bıkıp
İçine kapanan insanlar misâli.
Kimi gerilmiş gerildikçe
Gelsin,geçsin diyor ahâli.
Kimi Devlet kapısı
Başında boy boy memurlar,
Kimi han kapısı
Önünde gurbetçi yolcular.

Bu kapı,şu kapı
Hepsi insan yapısı,
Dilerim açık olsun
Her an 'Hâcet Kapısı '...


Alper Kürük
 


125- Karamsar Bir Günüm

Kinlensem hayata her gün yeniden
Yine de olanı değiştiremem.
Ben yine yalnızım
Ben yine ayrıyım sevgiliden.

Sevsem hayatı sanki ne çıkar
Beni seven biri olmayınca.
Ben yine sevgisiz
Ben yine öksüz biriyim
Gönlünce,umudunca sevgiyi arar...

Yaşamaya zorlayıp kendimi
Her günün günce kıymetini ah bir verebilsem,
Karanlıkları sevemiyorum bir türlü
Bir türlü keyfimce geçmiyor gecem.

Bağlansam hayata sımsıkı
Sevsem insanları kucak kucak sevgilerle,
Ölümü unutamıyorum hiç
İlk aşkımı unutamadığımgibi...


Alper Kürük
 



 
 


 

 
 
 
 

126- Kıskançlık

Sen de güzeldin sen de
Güzelliğini kabul ettirdin hiç zorsuz
Tıpkı güzel olan herşey gibi.
Güzelin dostu çok olur
Düşmanı da ondan kalmaz,
Dostlarına gülsen de
Yaşar giderdin bir arada
Düşmanlarınla korkusuz.
Günahına girdiler senin
Balon balon uçurdular yalanları
Çekememezlik ne demek bilirsin.
Düşmanın dili uzun
Keşke kopsaydı kökünden...
Kanaktın gönülden yana amma
Güzellikten yana olgun...
Dilleriyle bağladılar seni
Kıskandılar beni sevmeni...


Alper Kürük
 

127- Kıskanıyorum

Örtün, örtün pencerenizi
Sırf ben açmalıyım ardına dek
Bu esen yel sızmasın odalarınıza
Bu esen yel sizin değil
Örtün,örtün pencernizi.
Bu yel sırf benim odama dolmalı
Sırf ben teneffüs etmeliyim bu havayı
Sırf ben.
Bu yel benim için esiyor
O'nun her zerresinin kokusu var bunda
Bir nefeslik sızarsa içinize
Kıskanırım.
Tümleyemem kokusunu içimde
Ne olur örtün pencerenizi.

İşte,bir koku duyuyorum
Tüm kokulara benzemeyen bir koku
Yâr oturmuş içime
Burnumla değil içimle kokluyorum...


Alper Kürük
 




128- Kış

Kış geldi.
Her taraf soğuk.
İnsanlar,çehreler uyuşuk.
Tanıdığım simalar
Dargınlar bana sanki.
Yüzüme ülümseseler dahi
Soğuk bir gülümsemedir ki
Soğukluk verir insana.
Her taraf soğuk,
Her taraf sessiz,
Hava her zaman bozuk,
Kış günleri neşesiz...


Alper Kürük
 

129- Kimlik Testi

Hani kimlik testi vardı bir zamanlar:
'Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim...'
Bu gün de geçerli aynen öyle...
Biraz rötuş gördü sadece
Değişen teknolojiyle...
Ki o da şöyle:
İzlediğin televizyon kanallarını,
Okuduğun gazetelerini,
Abonesi olduğun mecmualarını,
Söyle gezinip bağlandığın internet sitelerini...
Senin karakterini hemen bileyim,
Sen saklar, açıkça söyleyemezsen
Ben sana kimliğini, ne mal olduğunu söyleyeyim...
Artık bu zamanda kimlik testi de böyle...
Bilmem ki başka ne diyeyim...


Alper Kürük
 




130- Koy Ve Köy

Koyda mehtap ve deniz
Gümüş sular,
Köyde güneş ve buğday
Altın harman.
Koyda sandal
Ki içinde âşıklar
Köyde öküz ve döğen
Üstünde köylü kızlar,
Hafiften bir de kaval...
Koyda karanlık altında
Aydınlık umutlar,
Köyde toprağa damla damla
Haziran sıcağında
Ter akar
Bereket yağar.
Koyda aşk,köyde aşk...
Koyda umutlar,köyde umutlar...
Koyda hayat,köyde hayat var...


Alper Kürük
 

131- Kör Kıskançlığa Dair

Elimde değil
Kıskanıyorum.
Dünya çirkinleşiyor gözümde
Yalnız ve yalnız o güzel
Bir o bana benden
Ondan gayrısı el...
O,benim için gerçek
O,erişilmeyen umut
Birgün ölecek
Yine de kıskanıyorum.
Tutuşup hûri oğlanlarıyla elele
Bensiz bahçelerde gezecek
Allah'ım yine kıskanıyorum
Ellerini tutacak temiz elleri çek!
Ne de olsa bir insan oğluyum...
Kötü düşünebilirim ne de olsa.
Allah'ım,Allah'ım kıskanıyorum
Onu,niçin bilmiyorum?
Bir türlü içim rahat etmeyecek...


Alper Kürük
 

132- Kördüğüm -1-

Tel tel kopuşmakta hayat sazımız
Çoğumuz umutsuz,mutlu azımız,
Ne çare böyleymiş alın yazımız
İlmik ilmik çözülmeyen kördüğüm.

Kimimiz ağladı,kimimiz güldü,
Kimisi menekşe,kimi sümbüldü
Tümünün sonunda boynu büküldü
Bir kez değil bin kezdir bu gördüğüm.

Bir tuhaf oluyor insan sevince
Felâket başlıyor sevilmeyince,
Acıyı tatlıyla birleştirince
Karışık bir çelenk sana ördüğüm.


Alper Kürük
 




133- Köy Kahvesi

Dışarda soğuk,içerde sıcak
Buzlu cam gibi olmuş camlar.
Acı rüzgârın zehrini akıtıyor
Parmaklarını sıkarak
Kahveye giren adamlar.
Ağası,çiftçisi,çobanı gelmiş kahveye
Kimi altmış altı atıyor köşede,
Kimi dinliyor ağaların sohbetini,
Kimi arıyor ocak başında bucak...
Tavla,domino taşlarının şıkırtısına
Katılıyor ağaların sesleri,
Hamama döndürüyor odayı
Sigara dumanıyla karışık
Sıcak nefesleri.
Köyde olup bitenler...
Yosmalarla yiğitlerin aşk hikâyeleri...
Geçmişe ait efsâneler
Dökülüyor ağaların ağzından,
Kahvenin dumanlı havasına.
Şu çatı altında duyulan sesler
Açılan ağızlar hep ağaların,
Nasıl ki dağda,ovada,açık havada
Kavalı dinlenirse sadece çobanların...


Alper Kürük
 

134- Kumandan ve İlham

Harp içinde bir kumandan düşün
Başı dertte,uykusuz...
İşte ben onun gibiyim
Hatta ondan da beterim.
Onun askerleri var
Kelimeler benim askerlerim...
Bir gözcüm var ama
İki yüzlü bir dostum.
Bazan bucak bucak kaçar benden
Bazan gelir kendiliğinden.
O geldi mi büsbütün kaçar uykum,
Bir değişme olur bende tümden.
Getirdiği haberlere uyar
Sokarım askerlerimi harbe
Sıralarım saf saf onları.
Bazan onun fikrine uyar
Değiştiririm taktikleri,plânları.

Kazandık onunla birlikte
Şimdiye dek nice nice muharebe...


Alper Kürük
 




135- Mart-Nisan Ayları

Hayat uyandı uykusundan
Etrafına baktı
Keskin nazarlarıyla;
Kanları kaynattı,
Canları oynattı.

Su yürür ağacın,bitkinin
O kuru damarlarına
Yeşil hayata girişmek için.
İnsanların kimisi Adem'e,kimisi Havva'ya
Benzetmeye çalışır kendisini,
Kuluçkalık tavuk ateşini
Söndürmek ister yumurtalar üstünde
Analık ruhu belirince kendinde.
Sanki sokağa bırakılmış
Ağlayan çocuk sesiyle bağırır
Hamsine kavuşan kediler.
Dişisi kuyruk sallar
Haber yolar
Erkeğini çağırır
Hayata göz açar körpe yavrular...
Anaları tencere açıp
Yapamazsa hırsızlık
Yavrularını teker teker
Doğurduğu gibi yer...


Alper Kürük
 

136- Masal

Seninle Zümrütü Anka'ya binelim,
Yedi kat göğe çıkalım
Katılalım gökteki meleklere.
Batalım yedi kat yere
Cinleri,devleri seyreyleyelim.

Karşıdan gelsin
Alt dudağı yer
Üst dudağı gök süpüren
Koca devler.
Sen korkudan bana sarıl
Kuvvet alayım senden,
Keseyim her birinin
Yedi başını teker teker...

Kavrulalım,savrulalım maceralar içinde...

Sen padişah kızı ol
Ben de Kel Oğlan,
Seni almaya geleyim,
Senin için
Canımı bile vereyim.
Dağlar,tepeler aşayım
Seni bulacağım diye
Elimde bir demir âsa
Ayağımda demir çarık
Delinene dek dolaşayım...

Aslı ol,Kerem olayım.
Zühre ol,Tahir olayım.
Leylâ ol,Mecnun olayım.
Senin aşkınla yanayım,
Delireyim,verem olayım...

Üç defasında da
'Devlet Kuşu'uçup uçup başıma konsun
Seni versinler bana.
Kırk gün,kırk gece düğün
Yapılsın Kel Oğlana.

Tacımız,tahtımız dileyenlere
Tanrı bize sağlık vere
Aşkımız da dâim ola...


Alper Kürük
 




137- Mavilerin Öpüştüğü Yer

Mavilerin kucaklaştığı yerde
Göğün denizi öptüğü yerde
Yitik gemimi ararım
Nerde? dumanı tütmez gemim nerde?
Mis kokular taşır rüzgâr
Hasretliği bilmez burunlara,
Burcu burcu tüter burnumda benim
Kavuşmak ve sen.
Görülmez geceler görür oldum
Yıldızlarımı yaktıkça erken,
Herbir yıldızdan bir can buldum
Gündüzleri canlanınca insanlar
Ve içlerinde yalnız ölürken ben.
Gitmeyin,ey kuğular gitmeyin
Göğün denizi öptüğü yere,
Zaten boynu bükük zavallılarsınız
İstemem kırılsın bir de kanatlarınız.

Hâla dumanı tütmez gemimin
Oysa tüter burnumda kavuşmak,
Denizler dolusu yaş var
Bana artık düşmez ağlamak.


Alper Kürük
 

138- Mâzide Kalanlar

Şimdi sevenler mutsuz
Meşkler mâzide kaldı,
Arkadaşlıklar tatsız
Dostlar mâzide kaldı.

Seven az,sevmeyen çok
Aşklar mâzide kaldı,
Gözlerde artık yaş yok
Yaşlar mâzide kaldı.

Gözler ileri bakar
Başlar mâzide kaldı,
Yollar gitgide uzar
Eşler mâzide kaldı.

Mevsim her an sonbahar
Yazlar mâzide kaldı,
Dümdüz olmuş mezarlar
Taşlar mâzide kaldı...


Alper Kürük
 

139- Mâziye Sesleniş

Yine kıvranıyor önümde bu gece
Gebe bir kadın gibi mâzi.
Hâtıralar torbasını
Eski bir hâtıra yırttı
Gebe kadını doğurttu...

Ben de çocuktum bir zamanlar...
Değnekten atlara biner
Savaşlara girer
Olurdum gâzi.
Tozu dumana katardım,
Camlara taş atardım.
Soğuk pınarlardan su içer
Çamlar altında yatardım...

Ben ta küçücükken severdim
Çiçeğin,değneğin,kızın güzelini...
Çekinmeden uzatırdı her kız bana elini.

Büyüdükçe değişti
Ruhum,sevgim herşeyim...
İşte artık ben de gencim
Benim de hakkımdı sevmek
İsterdim ben de sevilmek...
Bir menekşe gözlü gem vurdu
Eyer vurulmamış taycasına
Şu tecrübesiz gönlüme.
Sarı saçlarını kement yapıp
Doladı,geçirdi boynuma
Kattı yeni hâtıralar
Aşksız geçen ömrüme.
Hâl her şeyi sildi,süpürdü
O tatlı ânıları
Sınırsız hayâl diyarına götürdü...
Şimdi ise âti yayılır
El falı gibi
Bilmece gibi önüme...


Alper Kürükj
 

140- Melez

Uykudan uyanmışsın belli
Gözlerin yumuk yumuk
Gözlerinde Japon kızlarının esrarı var.
Sen uyandın da gözlerin şiş
Benimkiler uykusuzluktan...
Bacakların ve vücudunda
İspanyol sıcaklığı su gibi akar.
Sesinde İtalyan şarkılarının
Yarı kıvrak,yarı hüzünlü çeşnisi...
Verdiğin sözleri tuttuğundan ötürü
Türk kadınlarının sadakati üstünde.
Karnaval ayı yakınlığını
Rio ve Alman kızlarından kapmışsın.
O kadar ki cana yakınsın
Erkekleri sürü sürü
Kendine dost yapmışsın.
Ben Türk'üm
Sadakatin için sevdim seni
Öyle sev,öyle sevsen de beni.


Alper Kürük
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol