MOZAİK- ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
  9.10-ÇEŞİTLİ ŞİİRLER-SH:10
 






181- Tiryakilik Başa Belâ

(Bu şiir kahvenin kıtlığı yıllarınındır...)

Ey insan kardeşler
Harp bizim neyimize?
Şurada bir koyunluk ömrümüz kalmış
İyi geçini geçiniversek
İyi iyi geçiverse günlerimiz...

Ey Brezilya'lı kardeş
Ne üzersin biz tiryakileri?
Denize dökeceğine,
Cayır cayır yakacağına
Ver kahvenle bayram etsin boğazlarımız.
Kavga neyimize bizim
Ey Brezilya'lı kardeş
Bak,kendini düşünmeyip
Azıcık da bizi düşünseydin
Biz tiryakileri...
Bir sigaramdan çekecektim nefes
Bir de kahvemden yudum
Başım yerine gelecekti
Ne böyle sızlanacaktım
Ne de bozulacaktı kahve rüyalı uykum...


Alper Kürük
 




182- Trafik Feneri

Kırmızı dudağını gören dudaklar
Frenlemiştir dudağının üzerinde
Kimbilir kaçı şimdiye kadar?

Yeşil gözlerini görünce gözler
Kalpler durur,düşünceler dağılır
Ve insanın içi geçer.

Biraz sitemle söylüyorum kızma sakın
Kızıl,kıpkızıl dudak,yeşil göz...
Surat değil trafik feneri suratın.


Alper Kürük
 




183- Tutulan Güneşler...

İki bin altı yılı
Yirmi dokuz Martında
Dört kez gördü ayın yüzünü
Güneş dört kez tutuldu
MANAVGAT -KONYA - NEVŞEHİR - ORDU
Üç- dört dakika içinde
Öğle vakti gündüz iken gece oldu...

Güneş bile dayanamaz ay yüze
Gelirlerse bir an için yüzyüze
Tutulan hep ay değil güneş olur
Alllah'tan ki bundan çabuk kurtulur
Yoksa kâinatın bu sonu olur...

Ben de gördüm ay yüzlümü bir kere
Tutulup kaldım tam kırk beş sene
Şikayetçi değilim şükür bu hayatımdan
Zararı yok olsa bile kime ne?
Benim gibi ay yüzlüsüne tutulan
Nice güneşler var hepsi de memnun,
İsterim ömrüm bu tutulmamın sonu olsun
Gönlüm hep cânanıma tutulsun ha tutulsun...


Alper Kürük
 




184- Uçarı

Bıktım uçarılıktan
Yeter bu hayat gayrı
Başıma dertler açtı uçarılık
Ayrı ayrı.
Ağır başlı olayım dedim
Doldurdum başımı düşünceyle
Baş ağrılı oldum da
Ağır başlı olamadım.
Ben ağır olsam,gönül uçarı
Elde yapılacak yok.
Dilde söylenenler çok
Kaderim erkekse de
Neyleyim Felek karı...


Alper Kürük
 

185- Utanç

Mevsim sonbahardı
Gün yepyeni umutlarla
Benim bahçemde ağardı.
Vedaya gelmişti bülbül
Canını yakan dikenlere,
Gözlerinde bahar
Tatlı sesinde bahar
Gönlünde kış vardı.
Ne yapacaklarını şaşırdı dikenler
Ettiklerinden utandı
Bülbülün sesiyle titrediler.
Yine bahar geldi
İndim bahçemde
Sorguya çektim güllerimi
Dedim:ağlatılır mı hiç
O güzel sesli yâr.?
Nasıl geçiririm şimdi
Sesten mahrum öksüz günlerimi?
Yüzleri kızardı utançtan
İnanmazsanız gelin görün
O gün bu gün
Bahçemde güllerim kırmızı açar.


Alper Kürük
 

186- Uzak Ülkeler Ötesinden...

Uzak ülkeler ötesinden
Büyücek bir selâmım var,
Bir küçücük mektup onu sana ileten
Ve hasretlikten boynu bükük satırlar.

Uzak ülkeler ötesinde
Rüyalarıma aktarıyorum seni,
Kokular taşıyan rüzgârlarla
Bir hayat başlar hergün yepyeni.

Uzak ülkeler ötesinde
Aşklarla birlikte başlar masallar,
Öten her kuşun sesinde
Bir teselli aramakta insanlar.

Uzak ülkeler ötesinde
Dört mevsim geçse de her yıl,
Üç mevsimim var benim
Sevdiğim de o mevsimdi asıl.

Uzak ülkeler ötesi
Benim de anlayamadığım yer,
Umut dolu başlayan aşklar
Gördüm göreli acı biter.

Uzak ülkeler ötesinde
Yeter,gördüğüm esmer akşamlar,
Artık uzak ülkeler ötesinden
Dört mevsimli ülkeme yolculuğum var...


Alper Kürük
 

187- Üç Dost

Her taraf sessiz...

Uzanıyor ıslak ıslak caddeler
Yürüyorum ağır ağır, kimsesiz.

Yolar,rüzgâr ve ben
Bu gece biz bizeyiz.

Bizi eğlendirmek için rüzgâr
Aldı saçlarımı eline
Vurdukça saçımın her teline
Yükseldi derinden derine
Sihirli nağmeler...
Yol gibi uzayıp gidiyor
Duyulmamış o besteler.
Ayaklarım yolu
Kulaklarım onu takip ediyor.
Dudaklarım mırıldanırken
Bestenin güftesini
Rüzgâr bir ara kesti sazın sesini
O anda kırıverdi gönlümün neş'esini.

Rüzgâr terkedip gitti bizi...

Islak caddeler gibi
Gözleri ve gönlü ıslak olan ben
Uzaklaştıkça şehrimden
Dinliyor artık ruhum ve kulaklarım
Yolların anlattığı
Gurbet hikâyemizi...


Alper Kürük
 

188- Üstüme Titresen De...

Bir efilcik yel esse
Sen beni sakınırdın,
İçine bir kurt düşse
Arkamdan bakınırdın.

Kuşku verirdi sana
Yerdeki,gökteki nem,
Çok sevgi verdin bana
Bir o kadar da önem.

Birşey olmasın diye
Ürkeklikle beklerdin,
Günün bana hediye
Geceni de eklerdin.

Beni götürecekler
Olamazsın sen mâni,
Üstümü örtecekler
O sevgin nerde,hani?


Alper Kürük
 

189- Var Mı?

Bir ilkbahar akşamı
Rastaldım bülbülle güle,
Gül darılmış bülbüle
O yüzdenmiş tüm gamı.
Üzüntümü duyar mı?
Bu hüzün içinde ben
Ayrıldım bülbülle gülden
Aradım seven gül var mı?


Alper Kürük
 

190- Var Olmak...

Gönül gülistanından bir de bin gül vereyim
Her gülün yaprağında şiirler göndereyim,
Aşkın has kokusuyla ulaşamıyorsam da
Gülün öz kokusuna sinip sana ereyim...

Sen kokluyorken gülü ne hoş sana sokulmak
Her nefes çekişinde senin içine dolmak...
Beni baştan yaratır,yaşatır yeni canda
Ölüp ölüp yeniden işte budur var olmak..


Alper Kürük.
 





191- Yağmur Duası

Kuraklığn hüznünü
Bitkilerle beraber içer çiftçiler.
Susuzluk öksüzlük demek
Bitki için,çiftçi için.
Ölen kimse yok ama
Hepsinin ağzından dökülür:
'Allah rahmet eylesin...'
Çorun-çocuğun ağzında
Yağmur duası,
Hacı beklercesine bekler
Yağmuru herkes
Erkeği,kadını,anası...
Kalplerdeki ümitler
Dua olur yağmur için,
Her iş tarladakine bağlı
Ahmet onunla olacak güvey
Ayşe onunla gelin...


Alper Kürük
 





192- Yanardağ

Göğsüne bakıyorum
Doğrusu bakarken de
Çok korkuyorum...
Göğsünün sağında FUJİ-YAMA
Solunda VEZÜV...
Dedim ya korkuyorum...
Vezüv, o kadar dolgun
O kadar sabırsız ki
Belli altında kalbin var
Kızgın lâvı bitmek,tükenmek bilmiyor.
O Vezüv, o Fuji-Yama kaç şehri alt-üst ettiler
Ama seninkiler
Lâv kusmadan da
Nice kâlpler erittiler...
Biliyorum hep bunları da
Bakarken korkuyorum göğüslerine
Anlıyorum içimde beliren sıcaklıktan
Benim kâlbim de yanacak
O lâvlar yorganım olacak...


Alper Kürük
 

193- Yâr

Sevgimi kalbine vefayla doldur
Doldur ki birgün vefanı göreyim,
İster beni öldür,istersen ondur
Bir gün olsun bâri sefanı süreyim...


Alper Kürük
 

194- Yarım Tamamlanır Belki?

Bir zaman gizli aşkla gül verdiğim elleri
Şimdi dost olmak için ne olur bana uzat,
Hep sevilen oldun sen bilmezsin sevenleri
Sunacağım çiçeği ister kokla,ister at...

Artık sen de yalnızsın,bense hep yalnız kaldım
Elimize geçen bu sana,bana son fırsat,
Sevgi öksüzlüğünden boynum bükük,bunaldım
Yeniden başlar belki unutulmuş bir hayat...


Alper Kürük
 




195- Yaşanan Zelzeleler...

17 Ağustosta deprem felâketini
Ailecek Gölcük'te gördük biz de yaşadık...
Şimdi vurdu Pakistan ve de Çin Milletini
Yaşanan depremlerde sanki yine biz vardık...

Allah merhamet etsin, yaşayan başka anlar
Unutulmuyor asla geçse nice zamanlar...
Felâketi görüp te içinde yaşayanlar
O günlerine döner, o günlerini yaşar...

Bazı öyle olaylar anlatmakla yaşanmaz,
Tarife imkân olmaz onu yaşayan bilir...
İşte tüm felâketler yaşanır,anlatılmaz
Acılarla doludur,yıkan bir aşk gibidir...


Alper Kürük
 

196- Yaşayan Ölü

Gönül sabret diye diye
Artık gön oldu kalbim.
Önce bir nazlı reddinle
Çatır çatır kırardın
Kalbimi insafsızca.
Ama gel gör şimdi
Değil o eski nazın
O sivri tırnakların
Deler mi hiç bu gönü?
Sen kendine yönü
İyi seçmedin doğrusu ya...
Şeytana uyup azdın
Çok azan başını yer...
Öyle oldu sen de
Mezarını kazdın
Yaşayan ölüsün nâfile...


Alper Kürük
 

197- Yaz Akşamları

Sessizlik dinleniyor hareketsiz yapraklarda
Abanmış üstüne sıcaklık,
Bir masal korkusu her taraf
Ve zihinler öylesine açık.
Bir rüzgâr esti tatlıdan
Dallarla titredi arzular,
Giden bir andı bu yazdan
Esen o hafif rüzgârla
Gitti geri dönmeyecek...
Bir rüzgâr esecek yine
Taşıyacak kucak kucak masalları
Bir koku kaplayacak âni
Zamansız görülen rüyaları.
Mâzinin ölümsüz anıları
Öpecek alnımdan sıcak öpüşlerle
Onları doğuran eş
Gün ve gecelerde.


Alper Kürük
 




198- Yaz Sevinci Hıdırellez...

Tut ki gül ağacıyım dallarıma sevenler
Niyet edip ipleri bağlasın güzel elller...

Altıma kimi evsiz maket evcikler yapsın,
Kimi isteklerini umuduyla bıraksın...

Bir yıl boyu ümitle HIZIR gelecek diye
Sabır ile beklesin böylece bîteviye...

Yaprağım,güllerim ve umut açar, yeşerir
Umutlar ki insana yaşam sevinci verir...

Her yılda altı mayıs ' HIDIRELLEZ ' anılır
Gerçekle varılmayana umutla varılır...

HIZIR ile İLYAS 'ın o gün kavuşma günü
TANRI 'm arkada koma kullarının gözünü...


Alper Kürük
 




199- Ye...Ye...Ye...

Söğütlüçeşmenin sivrisineği
Kavaklıderenin kurbağası
Elele verip gençliği temsile hevesli...
Yaylı sazlar,telli sazlar ve nefesli...
Ağızlarda bir müzik Ye...Ye...Ye...
Ne yersen ye,ne yersen ye,
Bırakma da birşey geriye,
Dönme de geriye
İlericilik dediğin de bu değil mi ki?

Mini etekler çıkalıberi
Uyandırdı softanın kinini,
Ne durursun be kızım hanım-hanımcık
Atıver gitsin üstündekini...
Açlıktan çıkar herşey
Doyur şu aç gözlülerin gözlerini.
İlericilik bu,garpçılık bu
Dâima ileriye,dönme geriye
Ye...Ye...Ye...Ye...Ye...Ye...Ye..Ye...Ye...

Neydi eskiden hamamda bırakılan?
Söyleyin,söyleyin,çekinmeyin.
Öyleyse ben diyeyim siz dinleyin:
H i ç...
Şimdi diskotekte bir sallan,bir yuvarlan
Bir de üstüne Ye...Ye...Ye...
Bir de ondan...
Dur babam dur! bu gidiş nereye?
Dedik ya canım dâima ileriye...

Yoluna durma sözüm ona bu tiplerin
Softa kafalı! gerici! ne anlarsın ki sen?
Karşındakini deden mi sandın cepheden cepheye koşan?
Karşındakini nenen mi sandın sırtında mermi taşiyan?
Haydi oradan,kafasız,sersem!
Dünya değişti şimdi,buğday biçerim darı ekersem.
Hele şöyle bir de yağ çekersem
Ekmeden,biçmeden de ambarlarım dolar,taşar
Ondan sonra ye babam ye....
Ye...Ye...Ye...
Memleket böyle refaha kavuşur,böyle kalkınır,
Özgür,medenî insan böyle yaşar.

Sözlerime inanmayın,alt tarafı mizahtır,hicivdir
Alınıp ta kızmaya kalkan bence ahmaktır.
Lâf aramızda ama alınmayanlar için
Bir ufacık tokmaktır...
Ne demişler eskiler:'Anlayana sivrisinek saz...'
Anlamayan kendini ördek sanan
Koca bir k a z....


Alper Kürük
 

200- Yer Değiştirme

Sen benim yerimde olsaydın
Ben senin,
Adım gibi biliyorum
Benden öpücük isterdin,
Al derdim ben de sana...
Ne olur sen de öyle deyiversen
Gençlik bu,arzu bu
Anlasana...


Alper Kürük
 
 
 
  Bugün 6 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol