MOZAİK- ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
  12.9-FELSEFÎ ŞİİRLER-SH:9
 




161- Karpuz Kabuğu

İçini yiyip seni de
Denize atıverdiler değil mi?
Yalnız sen değilsin
Böyle atılmış
Kendi hâline bırakılmış.
Hasret,acı ve aşk bitirdi
Bir sevgili bıraktı beni
Tıpkı seni bırakanlar gibi
Kendi dertlerimle başbaşa.
İkimiz de şuna sevinelim karpuz kabuğu,
Başıboş,serbest,almış başımızı
Gidiyoruz kendimizin de bilmediği bir yere.
Karpuz kabuğu, senin için boş ama
Ben insanım ne de olsa
İçim dolmağa meyilli,
Artık şimdiden sonra
Zannımca gerek hep dert dolsa.
Karpuz kabuğu, senin içini
Tam tavında yediler
Ondan çıkarmazsın sesini.
Vakitsiz içimi yedi hasret...
Daha ben şu yaşımda
Hasretliğe dayanacak tavda mıydım sanki?
Aşk dersen işte ona bir şey diyemem...
Çünkü aşk ne çağ dinler ne tav.
Her neyse gidiyoruz işte böyle
Senin batman bir dalga elinden
Benim can alıcım Azrail.
Karpuz kabuğu,deniz üstünde
Ne de hoşuma gittin yüzerken...


Alper Kürük
 

162- Kartlar

Kiminin kırmızı kart almaktan ödü kopar...
Kimi var bir yeşil kart almak için can atar...
Kimisi blöf yapar elde tek karta yatar...
Bir de 'hâmil-i kart ' var idi bir zamanlar...

Kartlar kolaylaştırır yaşanan zor hayatı,
Kimi kartlarla buldu mevkiyi,salatanatı...
Ne tazesi fark eder, olsun yeter bayatı...
ÜSKÜDAR'ı çok geçti ele geçiren atı...


Alper Kürük
 

163- Kasabın Kalbi

Adamın kasap olduğuna bakma
Onun da bir kalbi var
Kesip kıydığı etten yapılı.
İşine bakıp da düşünme sakın
Doğuştan câni ruhlu diye,
Oysa tanırım onu
Karıncayı ezmekten korkar...
Korkar ama ne yapsın ekmek parası
Koca öküzü,boğazlar,bıçaklar,satırlar...

Dünyanın hâli bu:
Yaradılışa göre iş
Cana göre eş
Ayağa göre yol bulmak
Güçtür kardeşim çok güç.

Konuşma ile anlaşma devri geçti
O bir zamanlarmış
İnsanların konuşa konuşa anlaştıkları zaman...
Oysa şimdi sözler anlaşmazlık yaratıyor...
Sosyal adaletçiyim,halkçıyım demekle
Sosyal demokrat olunmaz.
Sağcıyım demekle de müslüman olunmaz.

İnsan yaşamını çok kısa durdurmalı
İnsan önce kendini tanımalı.
İnsan insanla içten anlaşmalı
Sağduyu ile birleşip kaynaşmalı...

İnsan sarrafları eksildi artık
Zira çoğul insanlar
Maddesel ruhla altına yönelik,
Parasal yollar,yöntemler yaratmak işi - gücü,
Altını anlamaktan insanı anlamaya zaman ve gerek yok.
Bu süreç
Maddenin maddeyi tanıyamayacağı
Ana kadar uzayacak
İşte kıyamet o zaman kopacak...


Alper Kürük
 





164- Kayak

Bir kayak kafilesidir zaman...

Geçeceği yerlerde yer yer
Uzanır sarımsı otlarla
Yeşil filizler...
Kayak sessizce geçerken
Ezer,yeşildi,sarıydı demeden
Otları,filizleri birden.
O yollarda daha binlerce tohum
Kimi batar,kimi çıkar...
Eski olsun,yeni olsun
Kayağın tabanından
Kurtulabilen yaşar.
Bir kurtulsa,beş kurtulsa
Ucu-sonu belirsiz kafilenin
Kurbanı olacak nasıl olsa...


Alper Kürük
 




165- Kaynak

Gönül pınarımda sular kaynıyor
İçeceksen gel de kaynağımdan iç,
Ne olsa ayakta su bulanıyor
Kaynaktaki kadar berrak olmaz hiç.

Zahmet et her şeyin kaynağına çık
Orda tüm temizlik,güzellikler var,
Orda her şey saydam,her şey apaçık
Gerçeklik kaynakta,kaynakta yarar...


Alper Kürük
 

166- Kaypak Zemin

Çevrilidir hakikatler diyarı
Hayaller diyarıyla.
Biri bir tozlu yol ki
Yürüdükçe toz bulaşır ayağa.
Diğeri kaypak bir zemin...

İnsan bu...
Yürürken tozlu yolda demin
Geçiverir bu tarafa bazan
Ayağı kayar
Düşer hayallerin kucağına.
Başı yarılır,burnu kanar
Aldırış bile etmez.
Çünkü bu zemindeki yürüyüş
Daha temiz,daha rahat.
Tozlu yolun
Ağır yorgunluğu yerine
Tatlı bir yorgunluktan başka
Bu yolda hiçbir şey geçmez
İnsanın eline...


Alper Kürük

 

167- Kazanç - Kayıp

Derler ki arayan bulur
Zahmeti cana dokunur,
Şu hayat denen muamma
Yolunda ömür mahvolur.

Aradım her yerde seni
Aradım her şeyde seni
Bulmasına buldum amma
Kaybettim bendeki beni...


Alper Kürük
 


 

168- Kırık Ayna Parçasında Mutluluk...

Ekmek kırıntılarıyla nasıl
Seviniyorsa kuşlar,
Mutluluk kırıntılarından
Umutlanıp biz de
Uçabilseydik onlar kadar...

Mutluluğunu seyredemezsin boy aynasında
Kırık bir ayna parçasında
İşte tüm mutluluğun gözükür
Kendini görebildiğin kadar...

Kiminde büyük parçalar
Tamına sahip değil kimse,
Bunda gocunacak ne var?
Yeter kendini net görebildinse...


Alper Kürük
 

169- Kimyacı

Nasıl ki sel gider de geride kumu kalır
Aşk baştan gidiverir elde zakkumu kalır.

Zakkum öyle bir ağaç al ve ak çiçek açar
Onda hem zehir saklı hem de gizli deva var.

Kimyager Toprak Ana neler neler üretir
Fark etmez onun için tek ona tohum getir.

Acıyı tatlı eder tatlıyı ise acı
İşte böyle emsâlsiz akıllı bir kimyacı.

Topraktan anlamayan su katıp eder çamur
Ehli elinde toprak şekillenen bir hamur...

Topraktır var oluşun kaçınılmaz dokusu
Yağmur sonu kokulan en hoş toprak kokusu.

Çekinme ver ömrünü,sakınma ver gönlünü
O toprakta sonlanır ölümlünün son günü...


Alper Kürük
 

170- Korkma

Ölümün kul,kölesi ölene dek korkanlar
Onlar ancak öldükten sonra korkusuz yaşar.
Cesur üç günlük ömür uzundur yüz yıl kadar
Yaşanan o ömürde ölümsüz bir lezzet var.

Korkak kendinden kaçar,sığınır bir korkağa
Gölgesinden ürperir,güvenmez sola,sağa,
Düz yolda tökezlenir,mümkün mü çıkmak dağa?
Son değil ilk düşen o kaçıp korktuğu ağa.

Gel korkuyla yaşama şu kısacık ömründe
Gerçek cesur olmasan sen de cesur görün de
Göreceksin diz çöker korkuların önünde,
Yarını yaşar kalbin,korkular kalır dünde...


Alper Kürük
 

171- Korkunç Dünya İnsanları

Arzular büyür apartmanlar boyu
Zenginlik tüter burunda,
Kafalar döner tekerleklerince
Ele geçmez en lüks arabaların.
Ufuktaki sisleri dağıtır hayâl,
Kulaklarda maden şakırtıları;
Allah'ı unutmuş diller konuşur:
Para...para...para...mey...mey...mey...
Cenneti dünyaya aktarır
Çifte güzellerin çifte memeleri...
Geçer zaman,gün kararır
Günah kaplar sevaba örtük elleri
Ölümdür artık tiksinilen şey...

Alper Kürük
 

172- Kördüğüm - 3 -

Kimilerin hayatı engebesiz bir yoldur
Önüne ne bir tepe, ne de çıkar bir çukur...
Öyleleri düz yolda bile pek çok yorulur...
Şans da onlara güler...ne dilerse o olur...

Kiminin yaşamıysa bir iptir düğüm düğüm...
Bir düğüm çözülürse gelir başka bir düğüm...
Düğümleri çözmeye tek çözüm olur ölüm...
Ölümü beklemekse âcizane bir çözüm...

Hayatının yolunda oldum sana bir düğüm
Çözmeye uğraşındı, gayretindi gördüğüm...
Çaban boşa gidecek bu düğüm tam kördüğüm...
Kurtuluşun yok benden...sen toprağım, sen göğüm...


Alper Kürük
 

173- Kötümser

Toprağı sevindiren Tanrı'm
Toprak et beni de sevindir.
Gönlümden bir parça toprağa düştü
Anlıyorum acının ne olduğunu
İnsan olduğumu anladım ya
Unutmam bir daha.
Toprağı sevindiren Tanrı'm
Toprak et beni de sevindir,
Ölüm benim için arzu
Emir,senindir...


Alper Kürük


 

174- Küresel Isınma

Elleriyle soğutup dondurduğu ruhuna
Medet beklediği şu ısınan küreyi de
Bu hâle getirendir kaprisleri uğruna...
İnsanın beyni gibi bencildir yüreği de...

Yarattığın ejderden bu ne korku,bu telaş?
Atomun patlayacak,küren seni yakacak...
Sen sanal dünyalara bilgisayarla ulaş...
İnsanlık ilk ânını tekrardan yaşayacak...


Alper Kürük
 
 
 

175- Küskünlük

Gün olur hayata küsüyorum tümden
Fikirlerimle,umutlarımla...
Birden geçiyor içimden
Dolaşmak diyar diyar.

Gün olur küsüyorum insanlara
O an sen geliyorsun aklıma
Aşkının hürmetine geçiyorum küskünlükten
Sevmeye çalışıyorum insanları
Yeniden,yepyeniden.

Ölüm geliyor aklıma kâh
İçim ürperiyor hafiften
Ve tüylerim diken diken...
Sanma ki korkuyorum ölümden
Gencim,gençlik neler istetir neler...
Yaşamak isterim ben de ölmeden
Bu yaşta,bu çağda ölmek
Çektirir insana bir derin eyvah...


Alper Kürük
  




176- Mantar

Güzellik tuzağınla bir edip câzibeni
Mantar güzelliğinde zehrini saklıyorsun,
Çoklarını öldürdün en son öldürdün beni
Öldürüp de geçiyor dönüp de bakmıyorsun...

Göğün gürlemesiyle ruhun yer üstü çıkar
Su damlacıklarıysa üstünden süzülen ter,
Bileni zehirliyi zehirsizden ayıklar
Kimi bilir geçinir o zehirlisini yer...

Zehrini saklamayı bilenlerden korkmalı...
Günah da sevap gibi işlenmez ki âşikâr...
Tatlısı olmayanın zehirdir bütün malı
Her satıcı malını allar, pullar da satar...


Alper Kürük
 

177- Menfaat,Dünya ve İnsan

Dünya kendi etrafında döner
Güneşin etrafında döner.
Kendi etrafında dönse neyse
Kendi bilir ne yapacağını
Ama,güneşin etrafında dönmesi yok mu
Beni düşünceye sevkeder.
İnsanlar da onun bunun
Etrafında dönmüş çok mu?
Koskocaman dünya bile
Gece demez,gündüz demez
Dört mevsimlik bir menfaat için
Döner,dolaşır durur.
E...insanlar da
Ondan bir parça sayılır
Ne de olsa.
Dünya döner
Dönerken başını döndürür insanların
O yana,bu yana baş vuruşlarından
Menfaat uğrunda
Birbirleriyle çarpışışlarından belli...


Alper Kürük
 


178- Metastas

Kanser girdi ayaktan
Önce ele geçirdi iskeleti
Kafatasına kadar...
Sonra sıçradı ete, sinirlere
Ve de eline düştü kan
Adı l ö s e m i...
Azıya aldı gemi...
Dediler ki m e t a s t a s...
Bedeni yok etmek niyeti...
Bunca birikimler, kazanımlar
Karşı karşıya kayba...
Yorum getirmek olanaklsız gayba...
Tedavilere cevapsız sanki...
Başa gelmesin korkulan,
Boşa gidiyor bunca yapılan
Olmaya ki eski hamam eski tas...
Hastanın her yeri kanserli
Zor olacak inâyeti...
İnancım bu saklamam ona has:
Kanser olsun kanserin ödeyecek diyeti...


Alper Kürük
 

179- Merkezkaç

Kader çark - ı feleği dönmeye başlayınca
Merkezkaç kuvvetiyle kıyı - bucak savrulduk...
Felek türlü oyunlarını bize de oynayınca
Kavuşmamız imkânsız...biz ayrı ayrı olduk...

Bu geçen zaman değil... belli Azrail gelen...
Onun ayak sesleri saatin seslerinde...
Can teni terke hazır, kim kaçar ecelinden?
Soğuk nefesini ruh duyuyor ensesinde...


Alper Kürük
 

180- Mezar

Gündüzün arkasında gece
Hayatın arkasında ölüm;
Öbür âlemin kapısını
Daha dünyada gördüm.
Kaderin vurduğu pençe
Çaldırdı bu kapıyı
Hem yaşlıya hem gence.
Ses vermedi her giren
Belki rahat bir yer bu
Belki dolu işkence...
Yok hiç hâlini bilen...
Söyle bana ey mezar
Korkma içini dök
Sırdaş olayım sana.
Oralarda neler var?
Tecessüsümü sök
Olmadan ben sana yâr...


Alper Kürük
 
 
 
 
 
 




 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 



 
 
 
 
 
  Bugün 12 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol