MOZAİK- ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
  8.2-BAYRAK&VATAN&GENÇLİK&KAHRAMANLIK DESTANLARI ŞİİRLERİ-SH:2
 

21- Ne Zaman Diyebileceğim?

Şu görünen kara dağlar
Eskiden de böyle değildi.
Basmıştı her yanı eşkiyalar
Korkudan nice başlar eğildi.

Kar yerine kan vardı bu dağlarda
Hergün birkaç ölü bulunurdu eteklerinde,
Soyulanlar yana yakara ağlar da
Yine birkaç kuruş kalmazdı yeleklerinde.

Kurşun yoktu,fakat korku çok,
Herkes canından bıkmış,
Dağda adam öldürene hiçbir ceza yok,
Eline bir silah alan doğruca dağa çıkmış...

Her taraf kan,ateş içinde yüzüyordu,
Her saat başında bir silah sesi,
Bir ölüm haberi herkesi üzüyordu
Silah sesiyle söndü nice insan nefesi.

Aradan aylar,yıllar geçti...
Bir efsane oldu kanlı dağlar,
O dağlar şimdi karlı dağlar...



Alper Kürük
 




22- Otuz Ağustosa Doğru...

İnsanlar gerildiler...
Şimdi iki oldular
Önceleri birdiler,
Beraberdiler...
ATA' nın önderliğinde
Başlarını sermaye koydular
Elele verdiler,
Dirsek dirseğe temasa geldiler,
Her zorluğa göğüs gerdiler,
Açlığa, yokluğa mide deldiler,
Yemediler, giymediler,
Askerini yedirdiler,
Askerini giydirdiler...
Kol verdiler, bacak verdiler,
Can verdiler...
Düşmanla süngü süngüye,
Göğüs göğüse geldiler...
' Misak - Millî ' ile hudut çizip
Bu bizim VATANIMIZ dediler
'Kuvay -ı Milliye ' ruhuyla tek ruh olup
Yedi Düvelle savaşa girdiler.
Direndiler...
Yenilmediler...
Hep yendiler...
Hep yendiler...
Ağustos Türklerin ayı...
MALAZGİRT ' te şahlanan tayı
ANADOLU' ya sürdüler...
Kâh büyüdüler...
Kâh entirika kurbanı olup
Bölündüler...
Kusurlarını gördüler
Delinen onurlarını tez ördüler...

26 Ağustosta öyle bir şahlanıp
Emperyalizmi önüne katıp sürdüler
Ve de 30 Ağustosta
O leşler denize döküldüler...

İnsanlar şimdi yine gerildiler...
Sanma ki yerlere serildiler...
Gerildikçe uyandılar...
Uyandıkça dirildiler...
Kendilerine geldiler
Ve de şöyle dediler:
Ecdadım da GAZİYDİLER...
Ecdadım da ŞEHİTTİLER...


Alper Kürük
 

23- Özgürlük Ataları

Nesilde silsile var,nesle dediler kuşak
Birindeki asîl ruh,diğerindeki uşak

TÜRKLÜK bizim neslimiz ASYA'da ilk yurdumuz
Bizi oddan kurtaran ASENA'dır kurdumuz...

Özgürlüğü ilk duyan,dünyaya yayan biziz
İlik gibi özgürlük dolu kemiklerimiz...

Esirlik ne bilmeyiz,biz özgürce yaşarız
ÖZGÜRLÜK TARİHİ ' nin her sayfasında varız...

FRANSA yardım aldı KANUNİ SÜLEYMAN' dan
FRANSIZ DEVRİMİ' nin özünde odur yatan...

KIZILDERİLİLER ' in deniyor TÜRK atası,
O mayayla kuruldu günün AMERİKA ' SI...

Başlar üstünde BAYRAK ve tam egemen VATAN,
ÖZGÜR YAŞAM aşkıdır şairleri coşturan...

Ne şairler su içti bu GÖZE kutsal nîmet...
Bak işte NAMIK KEMAL...bak işte NAZIM HİKMET...

SABAHATTİN ALİ ' ye odur sabrı öğreten
'ALDIRMA GÖNÜL...' diye hisli şiir söyleten...

MEHMET AKİF yazıyor 'ÇANAKKALE DESTANI...'
'İSTİKLAL MARŞI ' TÜRK'ün son özgürlük ilânı...

Güttüğümüz siyaset ne ırk! ne kafatası...
TÜRKLÜK hakkın simgesi,özgürlüğün atası...

Dünyaya tek tip anıt dikilecekse eğer
O,ATATÜRK olmalı, ancak ona bu değer...

Kaderin cilvesi bu...veren dâima verir...
Kötülüklerin tümü verdiklerinden gelir...


Alper Kürük
 




24- Rehberim Şehit

Bayrağı eliyle üstünden alıp
Şehidim önümde oluyor rehber,
Yakışır mı bize geride kalıp
Olmamak olur mu onla beraber?

Yürü şehidim gittiğin yol belli
Menzile ulaşmak bizlere yeter...
CENNET, Vatanın oluyor temelli
Oraya NEBİ şehitlerle girer...


Alper Kürük
 

25- Sınırda Bekleyiş...

Elinde buketle bir köşede
Sevgili bekleme değil bu bekleyiş...
Elinde soğuk silahla sınırda nöbette
Ölmemeye karşı bir direniş,
Şehitlik karşılığı ölümü isteyiş...
Bu bekleyişte tedirgin can...
Belki nice canlar gider
Ebedî yaşasın diye VATAN...
Bekleyiş okun yaydan çıkma zamanıdır,
Bekleyiş ölüme yaklaşma ânıdır...


Alper Kürük
 

26- Şehidim Kanını Helâl Et...

Gencecik bedeninle düştün toprağa
Sanki de giriyordun gül dolu bağa...
Senin gibi adayım şehit olmağa
Borçluyum şehidim kanını helâl et...

Söz bir,ALLAH bir... sözüm inan söz benim
Yeminim üstüne namus ve şerefim...
Beyaz değil KIRMIZI BAYRAK kefenim...
Borçluyum şehidim kanını helâl et...

Kanın toprağımda gül olur da açar,
Kokladığım havamda temiz kokun var,
Şehitlerim çıkar göğsümü yarsalar
Borçluyum şehidim kanını helâl et...


Alper Kürük
 

27- Şehidin Beklentisi...

Harcanan bu sermaye TÜRK ' ün can kasasından
Bu eller yapışacak bir gün pis yakasından...

Hesap sorma zamanı bütün PKK sından
Hem AVRUPALISINDAN...hem AMERİKASINDAN...

Toprağa düşen benim genç ve körpe bedenim
BAYRAK ve VATAN benim yaratılış nedenim...

Herkesin canı tatlı...benimki can değil mi?
Bir kuru kınamayla giden canlar gelir mi?

Ulusumun gördüğü, duyduğu hep kınama
Kınamayla durmuyor bu amansız kanama...

Boşa sıkılan lâflar kurşunlaşırsa eğer
Artık bunu bekliyor ŞEHİDİM dediğin er...


Alper Kürük
 








28- Şehitlerime

Yaşamak doğal hakkın...ALLAH ' ın verdiği can
Tek sınırla kayıtlı o sınır kutsal VATAN...

Bu gün sen şehit isen yarın da olurum ben
Yiğidim yaşamalı yaşamak güzel derken...

Tek yiğidim ölürken tüm ULUS da ölmeli
Acılar yiğidimle her gönle gömülmeli...

Böyle idi ecdadın göğsündeki yürekler
Görseler bu günleri yeniden ölecekler...

Benim yaşamam için yiğitlerim ölmesin
Yiğitleri yaşatmak sırası bana gelsin...

Diyebiliyor isek sen, ben ve bütün Millet
İşte o zaman yaşar gençliğini de elbet...

Dualarla gönderdik seni er ocağına
Şehidim uçuverdin MUHAMMED kucağına...


Alper Kürük
 

29- Şehitlik Rütbesi

Askerlikte mertebe var ki zor erişilir
Öylesine bir rütbe can ile değişilir...

Rütbeyi dağıtmaya tek yetkili YARATAN
Rütbeyi kazanmaya var binlerce can atan...

Onu kazanmak için canını verir asker
Verdiği canı alır yine de ölmedi der...

Bu ilâhî rütbeye erişmek için yiğit
Bin canı olsa hattâ olur bin defa şehit...

Mertebe verdiğini şefaatçi de eder,
Cennete ilk girenler Ş e h i t l e r l e PEYGAMBER...


Alper Kürük
 




30- Tarih Yeni Destan İstiyor...







Tarih destan istiyor bir daha yazmalıyız...
Toplayıp, çıkarmalı, çarparak, bölmeliyiz...
Eceli gelenler var... kabrini kazmalıyız...
Korkak yaşamaktansa cesurca ölmeliyiz...

Ne bâdireler gördük...bunu atlatmalıyız...
'Son gülen iyi güler...' biz artık gülmeliyiz...
'KURTULUŞ SAVAŞINI ' tekrar anlatmalıyız..
Korkak yaşamaktansa cesurca ölmeliyiz...

TÜRK'ÜN ne olduğunu unutan, bilmeyen var...
TÜRK olmakla övündük...yine övünmeliyiz...
Tarihim destan dolu...destanı olan yaşar
Korkak yaşamaktansa cesurca ölmeliyiz...



Alper Kürük

 




31- Tozkoparan İskender Destanı

Zaman aka aka geldi
Ta on beşinci asra kadar...
Bu asırda, bu yurtta Nevcivanlar içinde
'Tozkoparan İskender' de yüceldi.
Daha çocuktu yaşı
Ama cesur mu cesur,
O kadar da güzeldi...
Atıcılar dergâhında
Yay kabzası kavradı,
Birgün arslan pençesiyle
Kirişini bağladı.
Ağzından 'Bismillah' yükselirken
Çekiverdi yayını
Hayrette bıraktı âniden
Kemankeş Alayını.
'Toz'u kopmuştu yayın...
İhtiyar kemankeş 'Yıldırımlı Baba'
Seslendi içinden alayın:
Bu nevcivan kemankeşten
Dâim kuvvet akacak,
Görürsünüz bizi birgün
Gölgesinde bırakacak...
O esnada bütün alay
İskender'i çembere aldı
Bundan böyle lâkabı:
'TOZKOPARAN İSKENDER' kaldı.
Dillerde bütün hep o,
Kuvvetini kıskandı kemankeşler,
Bu uğurda kazandı nice nice
Dostlar,düşmanlar,eşler...

Bıyıkları terlemişti henüz
On altı yaşındayken
Bir sefer yeli esti tatlı tatlı
Venedik'e doğru.
Kaptan Paşa 'Küçük Davut'a
Bir muhafız takımı verilirken
Tozkoparan İskender de
Biriydi kırk kemankeşten.
'Burak Reis' o seferde
Şanlı deniz tarihinin
Sayfaları arasına
Şehitlikle gömülürken,
Savaşın geleceği
Bilinemezdi önceden.
Bir Venedik kadırgası
Ustaca bir manevrayla
Rampaladı
Paşa Gemisinin kıç yanına.
Zırhlı bir Venedik'li
Zırhına güvenerek
Sarıldı şimşek gibi
Amiral Sancağına.
Suya düşmüştü Sancak!
Aman ne felâket?
Arslan Türk Kaptanları
Görürse şanlı Sancağı
Öyle savaşırdı ancak...
Durur mu hiç İskender gayri
Nişan aldı o an
Venedik'liye karşı.
Ok, göğüs ve arkadan
İki defa zırhı deldi...
Sıra Sancağa geldi.
Yıldırımcasına birden
Atladı denize yalın pala
Kara sulara gömülürken
Sancağı aldı
Ve kâfirin boynuna
Bir de palasını çaldı.
Sancağı tutmuştu bir elle
Bir elinde de kesik kelle
Tırmandı Paşa Gemisine.
Başı sapladı önce
Sancağın alemine
Sonra dikti Sancağı yerine.
Bu baş döndüren sahne
Sürmemişti bir dakikacık bile.
Kaptanlar Sancağı görünce
Sevinçten deliye döndü
Binlerce top düşmanı dövdü...
Tozkoparan İskender Pehlivan...
Bu nevcivan,bu yiğit
Helâl süt emmiş anadan,
Yücelik dilerken Tanrı'dan
Nihayet düştü şehit...

İstanbul'da Ok Meydanı
Şan,şeref veriyordu bir zamanlar.
Pazusuna güvenen pehlivanlar
Sıra sıra merasimle ok atar
Dikilirdi 'Nişan Taşları'...
On beşinde taşını
Dikerken Tozkoparan
Fethetti cesaretle,imânla
Şehitlik kalesini,
Dikti kalplere oradan
Unutulmaz bir ikincisini...


Alper Kürükj
 




32- Turgut Reis Destanı

Avrupa'yı dolaşır bir isim:
'DRAGOT' geliyor...
Ağlayan çocuklara sussun diye
Bu isim söyleniyor.
Duruyor çocuğun sesi
Hatta tıknefes olup
Korkudan zor alıyor nefesi.
Dehşet timsali olmuş
Koca Turgut Reis
Korkuya kapılmış Ak Deniz...

Cerbe Adasında birgün
Gemilerini yağlarken
Papa Sancağı taşıyan
Müttefik donanması
Başında 'Amiral de Cigala' kumandan
Bastırdı birden.
Çıkarttığı toplarla Turgut karadan
Ateş etti düşmana.
Gündüz geçti öylece...
Kurtuluşa yoktu imkân.
Hummalıca çalıştı
Tayfalar ve forsalar
Yağlandı kalaslar.
Karanlıkta o gece
Yapılan yağlı yoldan
Gemilerini gizlice
Yürüttü karadan
Öte sahiline adanın.
Turgut'u ertesi gün
Göremeyince düşman
Şaşkın ve üzgün...
Sonunda deniz kurdu
Görünüverdi arkada.
Koca bir gemisi düşmanın
Geliyordu Sicilya'dan.
Gözlerinin önünde zaptetti
Gemiyi birkaç dakikada
Kayboldu deniz kurdu.
Amiral de Cigala
Bağırdı arkasından:
'Bu adam insan değil,
Şeytandır Şeytan! '

Bir sefer de Malta'da
Denizlerin Turgut'u
Erişti seksen yaşta
En büyük saltanata...


Alper Kürük
 




33- Türk 'ün Askeri,Askerin Türküsü

Bu hayat sonsuz değil ölüm var sonucunda
Vatana ölmeninse şehitlik var ucunda...

Gençliğim var, can tatlı demez, korkmaz verir can
TÜRK 'LERİ bu imânla yaratmıştır YARATAN.

Bu imân yeryüzünde TÜRK ' ü ANIT -MERT eden
Cenneti VATAN eden, VATANI Cennet eden...

Bu imândır askeri eşsiz MEHMETÇİK eden
Bu imândır yaşasın canlar diye can veren...

Kınalar, davullarla yiğit askere gider
Ya GAZİ olur döner, ya ŞEHİTLİĞE erer...


Alper Kürük
 





34- Vatan Ve Bayrak

Vatana ölmek zamanı gelince
Düşünmeden ölmeyi bilmelisin..
Yaşayıp, yaşatmayı yeterince
Ölümle barışıp öğrenmelisin...

Sen, ben ölsek de VATAN bâkidir
Elinden giderse bir daha gelmez...
Can ile korunacaklar ikidir:
VATAN çiğnetilmez...BAYRAKSA inmez...


Alper Kürük
 

35- Ver Tezkere Bitsin Bu Vahşet...

Terhisi bekleyen er derdi: gel, gel tezkere
Bir Millet asker olmuş şimdi der ver tezkere...

Ver de o tezkereyi bitsin artık bu vahşet...
Hür yaşamış Ulusum kalmasın ona hasret...

Şaha kalkmak Milletin hayatında kaç kere
Olur bunu fırsat bil ki gitmesin boş yere...

Ver tezkere... ver tezkere...sadece emret
DÜNYA bile dert değil... sanki PKK mı dert?

Bu rüzgârı arkana al aç sefere yelken
Korkma batarım diye böyle rüzgâr dolarken...

Millet böyle istiyor ver tezkere...tezkere...
Yedisinden yetmişe yazılacak askere...

Ver tezkere...ver tezkere...bitsin bu vahşet...
Yok olmayı hak eden var hakkını ver yok et...


Alper Kürük
 

36- Yahya Ağa Destanı

İki metre boyunda
Bir çam yarması...
Lâkabı:'Adem Ejderhası'.

Henüz bıyıkları terlemiş iken
Yok idi onun bileğini büken.
İlk şöhreti başlar on sekizinde.
Basınca yirmi beşine
Adem Ejderhası,
Macaristan'da Budin'e
Oldu Yeniçeri Ağası.
Pekçe bastığı yer çöker,
Bilek gibi demirleri
Sanki tel gibi büker.

Bin beş yüz doksan beşte
Almanya'ya yapılmıştı bir sefer.
Kış gelince Türk'ler
Barınamazdı sınır topraklarında,
Yeteri kadar donatılır kaleler
Arta kalan ağırlıkla
Yüz binlerce asker
Çekilirdi kışın Belgrad'a.
On bin asker bu arada
Kalmıştı Estonibelgrad'da.
Kırk binlik bir kuvvetle
Almanlar bulundular
Kaleyi muhasarada.
Kuşatım sürerse uzun
Etraftan da gelmezse
Erzak,cephane,yardım
Yiğitler harbe girse
Atamazlardı tek adım.
Kalenin imdadına
En yakın yerlerden
Koştu birkaç bin gönüllü birden.
Göze çarptı ilk nazarda
Çam yarması Yahya Ağa
Nice yiğitler içinden.
Kuşatımın ilk haftasında
Bir yudum su kalmadı
Neferlerin tasında.
Belki on kılınç darbesinde
Yere düşürülemeyecek
İri vücudlu babayiğitler
Serim serim serilmişler
Yalıyorlar taşlarını sarnıcın
İçecek bir yudum su bulmak için.
Kaledekiler çok perişan...
Türk Ordusu Belgrad'dan
Kalenin yardımına ancak
İki ayda koşacak.
Bir tek çare vardı:
İstenmiyordu boşuna döküsün kan
Kaleyi VİRE ile teslim etmek
Sonra da çekilip gitmek...
Düşman teklif etti vire
Estonibelgrad Paşasına.
Bir kişi karşı koydu bu emire.
Zira ağır gelmişti teklif
Adem Ejderhasına.
Paşa kabul etti
Yoksa red devlete karşı ağır mes'uliyetti...
Kırdırmak istemiyordu susuzlıktan
Kaledeki birçok yiğidi.
Karşılıklı ikişer rehine
Göndererek iki kumandan
İmzaladılar hemen
Vire anlaşmasını.
Konuşmalarda bulunan
Kahraman Yahya Ağa
Söz aldı birden:
'Kabul etmiyorum kendimce
Vireyi ben.
Önüme baka bak başımı eğip
Düşmana kaleyi bırakıp gidemem.
Kalede kalıp susuzluktan yana
Köpek gibi de ölemem.
Önce tek başıma
Kaleden ben çıkacağım.
Ya öleceğim ya da
Düşmanı yıkacağm.
Belli olduktan sonra
Benim kaderim
Ve beni alırsa yer
Vire anlaşması ancak o zaman
Yürürlüğe girer...'
Estonibelgrad Paşası
Çıkarmadı sesini
Onu iyi tanıdığından.
Düşman temsilcisi dahi
Kabu etti teklifi.
Gidecekti daha sekiz fedai
Yahya Ağanın arkasından.
Okudular dokuz kişi
Kırk bin kişiye meydan.
Kale bedenlerinde
Dolaştı bir heyecan.
Yahya Ağa yanına beş yüz ok aldı
Dokuzu da çıktı kaleden
Ve kâfirin içine daldı.
Yanlarını zırhlarla bürülü
Düşmanlar sardı birden,
Attığı herbir oktan
Yok idi boşa giden.
Okları tüketince
El attı kılıcına
Yüz düşman daha mal oldu
Taşan sonsuz hıncına.
Kılıçtan geçirirken
Sağını ve solunu,
Heyhat bir darb eile düşürdüler
İnsafsızca,sağ kolunu.
Adem Ejderhası Yahya
Ve sekiz yiğit
Nihayet olduar şehit...
Kaldı onlara hayran
Düşman kumandan.
Naklettirdi merasimle cesetlerini
Estonibelgrad'da bir tepeye.
Boş yere tepede dursunlar niye
Bu büyük kahramanlar?
Kanlarının aktığı yerde
Ele geçmez şehitlik tacı,
Ayaklarının bastığı yerde
Destan dolu şanlı bir tarih var...


Alper Kürük

 

37- Yayabaşıoğlu Şeyh Hızır Destanı

Yeniçeri İlyas'ın
Babasıydı Abdülnevvâb.
İlyas'a birgün
Oğlan çocuk verdi Râb.
Bütün güzelliğiyle
Kusursuz vermişti veren,
Güzelliği düştü dile
'Yusuf-u Sâni' derdi gören.
Olmuştu yeniçeri
On dokuz yaşındayken.
Câmi dersleri
Askerlik hevesine galebe çaldı
Ve bu güzel askeri
Duvarları arasına aldı.
Kaydını sildirtti ocaktan
Yayabaşıoğlu Hızır
Dem vurur oldu Hâk'tan...
Oldu bir Halvetî Şeyhi
Toplandı müridler
Etrafında birer birer.
Yaşlanmıştı epeyce...
Ama taş çıkartırdı
Karşısındaki çok gence...

Üçüncü Mehmed'le beraber
Macaristan seferinde
Oldu bir ihtiyar asker.
Alındı Eğri Kalesi,
Bekliyor şimdi de onu
Haçova Meydan muharebesi.
Harbin ilk safhasında
Bozguna uğrayan askerin
Olması için metin
Şeyh verdi nasihat,eyledi vaaz
Asker düzeldi biraz.
Dedi bir müridine:
'Oğul, bu gece düşümde
Öğrendi zaferi
Benim şehitlik kanımla
Türk askerleri...'
Sonra ihtiyar kahraman
Sıyrılıp asker arasından
Ona olmak içn örnek
Elinde yalın kılınç
Atıldı ön saflara.

Artık bitmişti cenk
Kazanıldı zafer.
Savaş alanını arayan müridler
Buldular Şeyh Hızır'ı
Kan ve çamura gömülmüş
Paramparça bir hâlde.
Sol eli yumulmuş
Kalmış avucu içinde
Bir tutam düşman saçı
Ve kafa derisi de...
Zafer onlarındı ama
Bu hüzünlümanzara
Müridlere geldi çok acı...

Sahip oldu üç yere
Bu kahraman ihtiyar;
Biri Allah katında,
Biri tarih içinde
Ve her müridin kalbinde
Birer tane köşkü var...


Alper Kürük
 




38- Zafere Doğru...

(ŞANLI ORDUMUZA SAYGIYLA VE MİNNETLE SUNULUR...)

Zafer göründü bize biz de zafere koştuk
26 AĞUSTOS günü sel gibi coştuk.

AFYON tepelerinde girlevikleşti pınar
Başımızda MUSTAFA KEMAL PAŞA bir çınar.

Bu günler bir Ulusun namus kurtuluşuydu
Bu günler AKDENİZDE bitecek bir koşuydu.

BAŞ KOMUTAN buyurmuş: ' ORDULAR HEDEFİNİZ
Bir saniye durmak yok! İlk duraktır: AKDENİZ...'

Kaçan kovalanır hep savaş özünde bu var
Kaçan kalleş olursa kaçarken yakar,yıkar...

İşte YUNAN ORDUSU dökülürken denize
Yanmış bir İZMİR geçti o anda elimize...

Yakılan,yıkılanlar yapılır,onarılır
Ne yazık ki burunda yangın kokusu kalır...

TANRI 'm böyle tarihler yazdırma artık bize
Kıskancız ÜLKEMİZE ve de ŞEREFİMİZE...


Alper Kürük
 
  





39 -Şehitlere İtiraf...

Yıllar yılı kanayan yaraya herkes şahit
Hazırız yetmiyorsa bunca verilen şehit...

Anlayana çok gelir bir defacık kınama
Bunca çok kınamayla durmadı ki kanama...

Verdiğimiz şehitler ki birer şefaatçi
Korkarım ki olacak bizlerden şikâyetçi...

'Yine de bir şey yaptım diyemem hâtırana...'
Diye AKİF aczini yineliyorum sana...


Alper Kürük


40- ANZAK'TA ŞAFAK...






ÇANAKKALE GELİBOLU Yarımadası
Birinci Dünya Savaşı sırası
25.Nisan.1915 sabahında
Şafak söküyor ARIBURNU ANZAK KOYU'nda
Şimdi şehitler uyuyor koynunda...

57.TÜRK ALAYI
Siperde CONKBAYIRI'nda
Tümü şehit çarpışma sonunda...

Yeni Zelanda'lı,Avustralya'lı
ANZAK ASKERLERİ
Kumsala çıkarmada...

MEHMETÇİKLER sabırsız bekler
Komutandan emir gelmeyi...
Geldi emir erata yayılmalı
Çünkü Komutan MUSTAFA KEMAL der :
"SİZE TAARRUZU DEĞİL
EMREDİYORUM ÖLMEYİ..."

Gök gürlemesi değil
Toplardı tepelerde patlayan,
Bu kızıllık
Rengindendi akan kan...

Şafak söktü,düşman söküldü
ANZAK KOYU'nda ilk kez denize döküldü...

ANAFARTALAR'da Yarımada GELİBOLU'da
Tam sekiz ay canlardı gece-gündüz çarpışan
57.TÜRK ALAYININ HEPSİ ŞEHİT...
Hepsi unutulmaz kahraman
Çünkü TÜRK'ündü VATAN...
Niye ta buralara gelmişti düşman?
Binlerce,on binlerce MEHMETÇİĞİM şehit düştü
Bir o kadar yabancı gençler de ölmüştü...
ATATÜRK seslendi yabancı analara
"Artık ağlamayın siz onlara
Toprağımızda kan akıtıp canlarını veren yiğitler
İster TÜRK olsun ister YABANCI ASKER
Unutulmaz evlâdımızdır onlarla bizim ŞEHİTLER..."
O canlardan oluştu GELİBOLU GÜLİSTANI
Böyle yazıldı "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DESTANI"...

Nice nice şafaklar söktü yine sökecek yıllardır
Torunları gelir kutsar
Şafak töreniyle,Şafak âyiniyle...
Şimdi kaynaşmakta kaç zamandır
Ölümün kutsalında
Ölümün tutkalında
Ev sahibi torunlar...
Konuk torunlar...
El ele tutuştu kalmaz artık sorunlar...
Şimdi bir ağızdan haykırıyor onlar
Sanki bu sesleniş ATATÜRK'ün diliyle
Tüm dünyaya veriliyor aynı  mesaj
ANZAK ŞAFAK TÖRENİYLE,ŞAFAK AYİNİYLE:
"YURTTA BARIŞ,CİHANDA BARIŞ..."

Ne bir avuç başka toprakta gözümüz var,
Ne de toprağımızdan veririz
Tek bir çakıl,ne bir karış...


Alper Kürük
 
  Bugün 5 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol