MOZAİK- ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
  15.2- YER ŞİİRLERİ-SH:2
 




21- İstanbul'a Yolculuk

Sabahın erken saatlerinde
Tren keskin bir düdük sesiyle
KONYA ' ya yaklaşıyor.
Gar bir mahşer gibi dolu
İnsanlar oraya-buraya koşuşuyor...
Ellerde bavul,çanta,sepet...
Trene binebilmek için bir hücum...
'Allah'ım sen beni koru! Medet! ...'
Sesleri arasında zorlukla bir yer buldum.
Kendi kendime: 'Eh yerleştik az-çok
Artık bana korku yok...'
Diyerek düşünürken
Tren sarsıldı birden
Anladım hareket ettiğimizi...
KONYA' nın geniş ovaları
Yeşillli,sarılı bir halı gibi
Uzanıyor önümde hudutsuz...
Hava açık ve güneşli
Sema yer yer bulutsuz
Bir günde geldim HAYDARPAŞA ' ya...
Tren girerken gara
Son kudretiyle öttürüyordu düdüğünü...
Artık vapur düdükleri
Çınlatıyor etrafı...
Görünce karşıda KÖPRÜ 'yü
Bir anda hâyal ettim SIRAT 'ı...


Alper Kürük
 


 


















22- İstanbul ' da Bir Gezinti...

Unutmaz Milletim anısını FATİH HAN 'ın
İçinde dertler diner sanki AYASOFYA' nın.

Göreni âşık eder DOLMABAHÇE SARAYI
O ' ALTIN BOYNUZ ' HALİÇ hayran kıldı dünyayı.

Yıkılmaz kalelerdir,HİSARLARI,SURLARI
İçinde saklıyor SUR sır gibi zamanları...

AYASOFYA önünde dikilitaş yükselir
CAMİSİYLE alana bak: 'SULTAN AHMET ' DENİR.

Ecdat mezarlarından ruhlar göğe yücelir
Gezdikçe İSTANBUL 'U gönüle huzur gelir...

İSTANBUL içi dolu CAMİLER,ESERLERLE...
Anlatılması güç nazımlar,nesirlerle...

Kimisi yıkılsa da doğadan tesirlerle
Koru da sen ters düşme gelecek nesillerle...


Alper Kürük
 

23- İstanbul Ve Deniz

Sahillerin dev dalgası
Yalpa vuruyor kıyılara,
Deniz denen dev anası
Yayılıyor kumsallara.

Örtüyor İstanbul'u
Bir perde gibi sis,
Kapanıyor deniz yolu
Adalar karşıda sessiz.

Akşam üstü bir sessizlik
Çöküyor mavi sulara,
Dalgalar oluyor birlik
Dalıyorlar uykulara.

Sabahleyin kabarıyor
Gecenin sessiz dalgaları,
Yavaş yavaş çalkalıyor
Gemileri,sandalları.

İşte böyle devam eder
Bu suların akışları,
İnsanları meftun eder
Mavi,derin bakışları...


Alper Kürük
 

24- Kadıköy

Eski isminle hitap etsem
Beni deli zannederler
Sen de kızar mısın bilmem?
Ey 'Körler Şehri...'
Asırların,senelerin getirdiği
İyiliklerle,güzeller
Artık şevk vermiş gözlerine.
Bilmem ne kadar zaman önce
Bir Paşanın kurbanı olup gözlerini oydurduğu
Günahsız körler
Yaşarken üzerinde,
Şimdi boy atmış yer yer
Fidan boylu güzeller.
Ben onları görünce
Utancım beni yendi,
İsmini koydum kendimce:
Kadıköy:'Güzeller Şehri...'


Alper Kürük
 





25- Kapalı Çarşı

İçim dolu dert,
İçim dolu umut
Dertten umuttan pazar kurulu içimde
Ne ararsan bulursun
Tek arayan olsun...
Kıskanıyorum seni KAPALI ÇARŞI
Senin aydınlığa açılan
O kadar çok kapıların var
Benimse içim her yanından kapalı
Açılacak bir dostu bile yok.
Senin malların kapış kapış gider
Bende dert çok,umut çok
Kuru umut neye yarar?
Herkes derdi neylesin?
Herkes dertliden kaçar.
Senin o geniş kapılarından
Aydınlıkla birlikte giren insanların
Karanlık kâlplilerinden biri de benim.
İçim dolu dert,
İçim dolu umut
Neyleyim,böyle geçinip giderim...


Alper Kürük
 



26- Lefkoşe - Barbarlık Müzesi

Böyle gaddarlık olmaz,bunu yapamaz insan
Yapsa yapsa RUM yapar çünkü kökeni YUNAN...

Bin Dokuz Yüz Altmış Üç- ARALIK- gün Yirmi Dört
Çocuklar:MURAT,KUTSİ,HAKAN,ana:MÜRÜVVET.

Ev sahibi:FERİDE GÜDÜM ile beraber
T u v a l e t ve k ü v e t t e kurşuna dizildiler.

Sıktı kurşunlarıyla RUM,şerefsizliğini
Kurşun oyuklarına bilmeden dizdiğini...

Doktor NİHAT İLHAN'ın eş ve çocuklarını
Hunharca katlederek gösterdi ayarını...

Nice TÜRK köylerini göz kırpmadan katletti
'Toplu Mezarlar 'açıp gömmekse ona yetti...

O RUM böyle yaparak TÜRK'ü bitirdim sandı
YAVRU'nun arkasında ANA VATANI vardı...

Beş parmakları gibi yumruk olmuş bir elin
'BEŞ PARMAK DAĞLARI ' ysa setti sandı TÜRK'lerin.

'ÇANAKKALE GEÇİLMEZ! ' öğrendi bunu DÜNYA
TÜRK 'LER geçmek isterse BEŞ PARMAK vız gelir ya...

Nerde o kahpecik RUM? İşte geldi TÜRKİYE
Erkekliğin vardı da durduramadın niye?

Sen GADDARSIN,BARBARSIN,İNSAN DEĞİLSİN diye
Bu ' BARBARLIK MÜZESİ ' Kâinata hediye...


Alper Kürük
 
 

27- Tophaneli

Babası tavla atarken kahvede
O,köşe başında dokuz taş oynardı.
Babası nargile fokurdatırken
Nefes çekerdi çöp sigarasından
Bir tiryaki neş'esiyle içten.
Huysuzdu babası...
Aç-susuz yattı Tophane kahvelerinde günlerce
İçtiği bir bardak çayın hatırı için
Babasına karşı geldiğizamanlar.

Kâh korsana benzetti kendini
Kâh cinayet filimlerinin katillerine
Saçı sakalına karıştığı anlar.
Tophane kahvelerinin havası
Baba evinden de çok sardı onu
Esrara orada alıştı,
Orada alıştı büyük yalanlar kıvırmayı
Allah korkusunu duymaksızın.
Ter döktü birkaç kuruşla oturduğu
Sigara yanığı kumar masalarında,
Monte Karlo kontuna dönerdi
Loş ışıklar altında
Kâh rest,kâh pes çekerken.
Aç kaldığı da olurdu bu yüzden
O,aldırmazdı açlığa.
Dışı insandı içi şeytan
Hak verirdi kendine her an
Kaderi her edişinde bahane,
Dünyada Cennetiydi onun
Kafadar dolu kahveleriyle Tophane.


Alper Kürük
 
 

28- Yeni İstanbul'dan Eskisine

Masalların yedi başlı devi
Gerçek imiş meğer,
Yedi başında yedi can
Kalbi Marmara ki içinde
Masmavi kan.
Diş diş açılmış hisarlar
Göğe doğru
Ulumakta koca dev sessiz.
Bir şehzâde cenk etti devle
Tıpkı masallardaki gibi
Kuvvetli,cesûr,zeki ve eşsiz.
Beş yüz yılla beş canı öldü devin
Daha geride var iki can
Canını dişine tak
Ölmemeğe bak.
Yeni İstanbul'dan sesleniyorum sana
Uyan,eski İstanbul uyan...


Alper Kürük
 




29- Antalya'yı Sevmek Başkadır...

Sanki yıllar öncesi görülmüş gibi rüya
Hatırlardan silinmez bir sevdadır ANTALYA...
Andıkça ürperilen tatlı heyecan var ya
İşte onu yaratır bu güzelim ANTALYA...
Yaşamadıklarını bir solukta yaşar ya
O duyguyu tattırır her şeyiyle ANTALYA...
Görünmez iç kanama nasıl içten kanar ya
Sevgisiyle kurtaran olur yine ANTALYA...


Alper Kürük

 

 
30- İstanbul'a Platonik Âşığından...

İki yaka arası BOĞAZ koca bir nehir
İSTANBUL sevgilere yaratılmış bir şehir...

Evreni gözetleyen gözler YEDİ TEPE'si
Gün batımı,HALİÇ'te aşk sunan altın tepsi...

BOĞAZİÇİ'nde mavi su değil sevgi akan
Sevenlerin gönlünde buruk izler bırakan...

İSTANBUL her semtiyle âşıka şifa yurdu
Geçmişte KÂĞITHANE,GÖKSU şifa olurdu...

İSTANBUL,ey İSTANBUL güzelsin en güzelden
Güzellikte ebede bir akış bu ezelden...
 

Alper Kürük

 
  Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol